DİYARBAKIR (ROJACİWANHABER) - Diyarbakır Cezaevi vahşetini direniş ezgileriyle anlatan Kürt sanatçı Ali Temel'in yaşamını yitirişinin üzerinden 17 yıl geçti. Cezaevinde, tahta ve çorap ipliğinden müzik aleti üretip şarkı söyleyecek kadar sanata tutkulu olan Temel'in 17 yıldır cenazesi verilmiyor. Temel ailesi, Mazıdağı İlçesi'nin bir köyünde mağarada gömülü olduğu iddia edilen Temel'in cenazesini Ferhat Kurtay'ın yanında defnetmek istiyor.
Kimisinin bedeniyle, kimisinin kalemiyle, kimisinin de tırnaklarıyla duvarlara kazıyarak anlattığı Diyarbakır Cezaevi vahşetini, eşsiz sesi ve büyülü dizeleriyle, melodileri direnişe dönüştürerek anlatan Kürt müziğinin efsane isimlerinden Ali Temel'in yaşamını yitirişinin üzerinden 17 yıl geçti. İşkence seanslarında bestelediği ezgilerle yaşanan vahşet karşısında bedenlerin zulme karşı yatıranların direnişini anlatan Ali Temel, Mardin'in Derik İlçesi'nde dünyaya geldi. Çocuk yaşta sanata merak salan Temel, dönemin siyasal koşulları karşısında sanatı devrimden yana koyar ve 1981 yılında bir anda kendini Diyarbakır Cezaevi'nde bulur. Mazlum Doğan, Ali Çiçek, Kemal Pir, Hayri Durmuş gibi Diyarbakır Cezaevi'nde tarihi isimlerinin direnişine yoldaşlık eden Temel, işkenceler karşısında genç bedenlerin direnişini yalın bir dil ile dizelere döker. Cezaevinde kurduğu bir grup ile işkence seanslarına skeç ve esprileri ile cevap veren Temel, en zor koşullar karşısında bile güler yüzü ile arkadaşları tarafından sevilen ince, uzun bir gençti.
Temel'in yaşamı, direniş ezgileriyle başlayıp, bomba pimiyle son buldu
İşkence seanslarında kolu ve burnu kırılan, ağzı kan içinde kalan Temel, Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Çiçek'in yaşamını yitirmesinin ardından direnişi anlatan "Amed" adlı şiirini yazdı. Ferhat Kurtay ile birlikte 33 nolu koğuşta kalan Temel, bedenini ateşe veren Kurtay'ın eyleminin de tanıklarındandır aynı zamanda. Cezaevinde tahta ve çorap ipliğinden müzik aleti üretip şarkı söyleyecek kadar sanata tutkulu olan Temel, 1990 yılında tahliye olduktan sonra kurucusu olduğu Koma Çiya ile çoğu kendi bestesi olan "Rozerin" adlı ilk kasetini çıkardı. O dönemlerde düzenlenen birçok etkinlik ve konserde sahne aldı. Bir süre özgür basın geleneğinden gelen "Özgür Ülke" gazetesinin kültür-sanat servisinde çalışan Temel, ardından cezaevi süreci öncesi evlendiği eşi ile birlikte PKK saflarına katılır. Temel, 1 yıl sonra, 13 Temmuz 1994 yılında Mardin'in Mazıdağı İlçesi kırsalında bir ihbar sonucu kaldığı bir mağarada yaralanır ve ele geçmemek için bombanın pimini çekerek, yaşamına son verir.
'Adaletsizliği asla kabul etmezdi'
Temel'i anlatan kardeşi Faysal Temel, kardeşini en son 1992 yılında gördüğünü ve bir daha kendisinden haber alamadıklarını söyledi. "Şarkılarını dinlerken hüzünleniyorum" diyen Temel, "Evdeyken hep bize şarkı söylerdi. Eve geldiğinde tüm yerel sanatçıları çağırıyordu. Onlar kemençe çalıyordu o da saz çalıp söylüyorlardı. Ali'nin en çok Hozan Sefqan ile birlikte çaldığını biliyorum. Açık görüşlere gittiğimizde de bize şarkı söylerdi" dedi. Abisinin sürekli Erivan radyosunu dinlediğini belirten Temel, Aram Tigran, Meryemxan ve Mihemed Arif Cîzrewi gibi sanatçıları çok sevdiğini söyledi. Sürekli dışarıda olduğundan abisini çok göremediğini, cezaevi sürecinde görüşlere gittiğini belirten Temel, "Herkesi severdi. Çok hümanistti. Herkesle ilişki kurardı. Adaletsizliği asla kabul etmezdi" dedi.
Temel ailesinin 17 yıllık mezar arayışı
Temel'in aile tablosu kaydında "Asayiş kuvveti ile çatışmada ölüm" diye geçerken, yetkililer cenazeyi aileye vermedi. Ankara'da oturan ve 17 yıldır çocuklarının kemiklerini arayan Temel ailesi, Temel'in cenazesinin Mardin'in Mazıdağı İlçesi'ne bağlı Tırbık Köyü'nde bulunan Gübre Mağaraları'nda olduğu duyumu üzerine geçtiğimiz Mart ayında Mazıdağı Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Aradan 4 ay geçmesine rağmen hala kendilerine cevap verilmediğini belirten Temel'in kardeşi Faysal Temel, köylülerin cenazenin hala mağarada olduğunu söylediğini belirtti. Görgü tanıklarının cenazenin yakıldığını söylediğini ifade eden Temel, kemikleri oradan almak ve Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde bulunan Ferhat Kurtay'ın yanında toprağa vermek istediklerini söyledi.
Kimisinin bedeniyle, kimisinin kalemiyle, kimisinin de tırnaklarıyla duvarlara kazıyarak anlattığı Diyarbakır Cezaevi vahşetini, eşsiz sesi ve büyülü dizeleriyle, melodileri direnişe dönüştürerek anlatan Kürt müziğinin efsane isimlerinden Ali Temel'in yaşamını yitirişinin üzerinden 17 yıl geçti. İşkence seanslarında bestelediği ezgilerle yaşanan vahşet karşısında bedenlerin zulme karşı yatıranların direnişini anlatan Ali Temel, Mardin'in Derik İlçesi'nde dünyaya geldi. Çocuk yaşta sanata merak salan Temel, dönemin siyasal koşulları karşısında sanatı devrimden yana koyar ve 1981 yılında bir anda kendini Diyarbakır Cezaevi'nde bulur. Mazlum Doğan, Ali Çiçek, Kemal Pir, Hayri Durmuş gibi Diyarbakır Cezaevi'nde tarihi isimlerinin direnişine yoldaşlık eden Temel, işkenceler karşısında genç bedenlerin direnişini yalın bir dil ile dizelere döker. Cezaevinde kurduğu bir grup ile işkence seanslarına skeç ve esprileri ile cevap veren Temel, en zor koşullar karşısında bile güler yüzü ile arkadaşları tarafından sevilen ince, uzun bir gençti.
Temel'in yaşamı, direniş ezgileriyle başlayıp, bomba pimiyle son buldu
İşkence seanslarında kolu ve burnu kırılan, ağzı kan içinde kalan Temel, Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Çiçek'in yaşamını yitirmesinin ardından direnişi anlatan "Amed" adlı şiirini yazdı. Ferhat Kurtay ile birlikte 33 nolu koğuşta kalan Temel, bedenini ateşe veren Kurtay'ın eyleminin de tanıklarındandır aynı zamanda. Cezaevinde tahta ve çorap ipliğinden müzik aleti üretip şarkı söyleyecek kadar sanata tutkulu olan Temel, 1990 yılında tahliye olduktan sonra kurucusu olduğu Koma Çiya ile çoğu kendi bestesi olan "Rozerin" adlı ilk kasetini çıkardı. O dönemlerde düzenlenen birçok etkinlik ve konserde sahne aldı. Bir süre özgür basın geleneğinden gelen "Özgür Ülke" gazetesinin kültür-sanat servisinde çalışan Temel, ardından cezaevi süreci öncesi evlendiği eşi ile birlikte PKK saflarına katılır. Temel, 1 yıl sonra, 13 Temmuz 1994 yılında Mardin'in Mazıdağı İlçesi kırsalında bir ihbar sonucu kaldığı bir mağarada yaralanır ve ele geçmemek için bombanın pimini çekerek, yaşamına son verir.
'Adaletsizliği asla kabul etmezdi'
Temel'i anlatan kardeşi Faysal Temel, kardeşini en son 1992 yılında gördüğünü ve bir daha kendisinden haber alamadıklarını söyledi. "Şarkılarını dinlerken hüzünleniyorum" diyen Temel, "Evdeyken hep bize şarkı söylerdi. Eve geldiğinde tüm yerel sanatçıları çağırıyordu. Onlar kemençe çalıyordu o da saz çalıp söylüyorlardı. Ali'nin en çok Hozan Sefqan ile birlikte çaldığını biliyorum. Açık görüşlere gittiğimizde de bize şarkı söylerdi" dedi. Abisinin sürekli Erivan radyosunu dinlediğini belirten Temel, Aram Tigran, Meryemxan ve Mihemed Arif Cîzrewi gibi sanatçıları çok sevdiğini söyledi. Sürekli dışarıda olduğundan abisini çok göremediğini, cezaevi sürecinde görüşlere gittiğini belirten Temel, "Herkesi severdi. Çok hümanistti. Herkesle ilişki kurardı. Adaletsizliği asla kabul etmezdi" dedi.
Temel ailesinin 17 yıllık mezar arayışı
Temel'in aile tablosu kaydında "Asayiş kuvveti ile çatışmada ölüm" diye geçerken, yetkililer cenazeyi aileye vermedi. Ankara'da oturan ve 17 yıldır çocuklarının kemiklerini arayan Temel ailesi, Temel'in cenazesinin Mardin'in Mazıdağı İlçesi'ne bağlı Tırbık Köyü'nde bulunan Gübre Mağaraları'nda olduğu duyumu üzerine geçtiğimiz Mart ayında Mazıdağı Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Aradan 4 ay geçmesine rağmen hala kendilerine cevap verilmediğini belirten Temel'in kardeşi Faysal Temel, köylülerin cenazenin hala mağarada olduğunu söylediğini belirtti. Görgü tanıklarının cenazenin yakıldığını söylediğini ifade eden Temel, kemikleri oradan almak ve Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde bulunan Ferhat Kurtay'ın yanında toprağa vermek istediklerini söyledi.
__________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder