.

.
.

Baluken: Koruculuk kalkmadıkça normalleşmeyi konuşamayız

HDP Grup Başkanvekili Baluken, koruculuk sisteminin bir an önce 'çözüm süreci'nin de gereği olarak kaldırılmasını isteyerek, "Tasfiye edilmedikçe, elinde silah bulunan tüm paramiliter yapılar fesh edilmedikçe Kürdistan'ın normalleşmesiyle ilgili süreci konuşamayız" dedi. Topluma da görev düştüğüne dikkat çeken Baluken, çalıştay önerdi: "Hem bu sisteme dahil olan korucuların katıldığı hem de bu alanda çalışmış olan; sistemi yakından bilen sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin, mağduriyet yaşayan halkın katıldığı güçlü çalıştaylar yürütülebilir."
ANF'ye açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili ve  Bingöl Milletvekili İdris Baluken "çözüm süreci"nin önemli bir amacını 'silahların yerine demokratik siyasetin devreye girmesi' şeklinde ifade ederek, koruculuğun derhal kaldırılması gerektiğini belirtti.
"30 yıldır insansızlaştırılan coğrafyada yeniden normalleşme sürecinin yaşanması gerekiyor. Silahların devreden çıkmasıyla ilgili kısım, sadece gerillanın geri dönüşü ve silah bırakması üzerinden tartışılıyor ama asıl önemli olanlardan biri de, savaş boyunca devletin mevcut kolluk kuvvetleri ve ordu güçleri dışında ciddi bir örgütlenme düzeyine ulaşmış; ciddi suçlar işlemiş paramiliter yapılardır. Bunların içerisinde gladyo artıklarından Jitem'e kadar, koruculuk sisteminden tutalım da bilemediğimiz derin birtakım örgütlenmelere kadar geniş yelpazede sorun alanları var. Bu süreç içerisinde sadece koruculuk sistemi değil bütün bu yapıların tasfiyesiyle ilgili süreç işlemeliydi."
Koruculuğun, aynı zamanda devletin Kürtler içerisinde bir çatışma yaratan stratejisinin parçası olarak devam ettirildiğine dikkat çeken Baluken, Kürt halkının yaşadığı toplumsal acıların kaynağında bu sistemin önemli bir payının olduğunu dile getirdi.
'SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ORTADAN KALKTI'
Baluken, koruculuk sistemiyle ilgili İçişleri Bakanlığının verilerine atıfta bulunarak, "80 binlik bir gücün varlığından söz ediliyor. Tabii, 'çözüm süreci' başladıktan sonra da bölgeye artarak gönderilen korucu kadroları oldu. Gerçek rakamın resmi rakamların üzerinde olduğunu düşünüyoruz" diye ekledi. 
"Devletin rolü; koruculuğu tamamen tasfiye etmek olmalı. Tasfiye edilmedikçe, elinde silah bulunan tüm paramiliter yapılar fesh edilmedikçe Kürdistan'ın normalleşmesiyle ilgili süreci konuşamayız. Neticede milyonlarca Kürt sürgünde yaşıyor. Kendi topraklarından, köyünden kopmuş; kendi anayurdundan kopmuş milyonlarca Kürdün durumu söz konusu. Bunlar ülkeye geri dönüş sağlayacaklarsa, yakın tarihsel hafızalarında yer alan pek çok şeyin düzeltilmesi gerekir. Bu yönüyle devlet açısından bu sistemin sürdürülebilirliği ortadan kalkmıştır. Korucuların karıştıkları suçlar aslında devletin politikası üzerine hayata geçirildi. Siyasi proje olarak bu insanlar bu suçlara bulaştırıldı. Devlet açısından o sistemin kaldırılmasıyla ilgili durumu zorunluluk görüp bir yana bırakalım, ama Kürdistan'da hayatın normalleşmesi adına ciddi çalışmalara, çalıştaylara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum."
'DEVLETİN YANITI YENİ KADRO GÖNDERME OLDU'
Baluken, henüz koruculuğun kaldırılmasına ilişkin devlet heyetiyle detaylı bir görüşme yapmadıkları bilgisini vererek, şöyle konuştu: "Çünkü devletin ya da hükümetin bu konudaki pratiği zaten tartışmanın önüne geçiyor. Çözüm sürecinde birinci aşamada gerillanın geri çekilmesiyle beraber silahların devreden çıkarılmasında gündeme getirmiştik ama o konuda devletin bizim getirdiğimiz gündeme karşılığı binlerce yeni kadro gönderme şeklinde oldu. Tartışacak zemini bulamadık ama devletle ya da hükümetle olan tartışmadan çok Kürt halkının kendi içinde yapacağı tartışmayı önemsiyorum. Devletle ilgili yapılacak bellidir; adeta suç makinesi şeklinde çalıştırdığı mekanizmayı ortadan kaldırmalıdır. Bunun getirmiş olduğu travmaların yüzleşmesiyle ilgili bir dönemi önüne koymalıdır. Kullandığı bu insanların topluma tekrar dahil edilmesiyle ilgili projelere yoğunlaşılmalıdır. Demin dediğim gibi; devlette, hükümette bu yönlü tartışma zemini olgunlaşmadı ama ileri dönemlerde, müzakerelerin daha detaylı alt başlıklarda tartışılacağı dönemde yoğun şekilde masaya yatırılması gerekiyor ve yatırılacaktır."
'Çözüm süreci'ne rağmen, son 1 yıllık süreçte de korucuların ciddi suçlar işlediklerini belirten ve tecavüz, cinayet, cinsel istismar, resmi silahların arazi kavgalarında kullanılması gibi örnekleri veren Baluken, toplumun inisiyatif alması gerektiğini vurguladı:
"Bu sistemin sürecin parçası olarak ciddi şekilde masaya yatırılması lazım. Kapsamlı bir planlama yapmak gerekiyor. Belki büyük çalıştaylar ve bu çalıştayların olgunlaştırdığı bazı veriler üzerinden konferanslar gerçekleştirilebilir. Hem bu sisteme dahil olan korucuların katıldığı hem de bu alanda çalışmış olan; sistemi yakından bilen sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin, mağduriyet yaşayan halkın katıldığı güçlü çalıştaylar yürütülebilir."
'KORUCULUKTA ÇÖZÜLME YAŞANIYOR, ÇALIŞTAYLAR YAPILMALI'
Baluken, koruculuk sisteminin içinde yer alan çevrelerde de özeleştirel yaklaşımların geliştiğine değindi:
"Devletin koruculukta ısrarı ve yeni kadrolar göndermesine rağmen, korucu kesimlerin büyük kısmında kendi halkına karşı özeleştirel temelde, kendi geçmişiyle yüzleşme söz konusu oldu. Bunu da küçümsememeli; önemsemeliyiz. Korucu aşiretlerinin birçoğu 2 yıllık süreçte geçmişleriyle yüzleşme, halkına karşı yaptığı suçların özeleştirisini verme ve bu temelde yeni başlangıcın arayışına girdiler. Kürt halkının ulusal birliğinin önemli olduğu bir dönemde tamamen halkın penceresinden masaya yatırılması gerekiyor. Yüzleşme ve yüzleşmenin getirdiği belirli mekanizmaların yapılması ve yeni sayfanın açılmasıyla ilgili adımlar atılmalı.
Kürdistan'ın genelinde koruculuk sisteminde zaten devletin adım atmamasına rağmen ciddi çözülmeyle karşı karşıyayız. Kürdistan'ın neredeyse tamamında sisteme dahil olmuş korucuların pek çoğu kendi halkına özeleştirel temelde yaklaşmak isteyen, bunun vicdani sızısını yüreğinde hisseden ve bu yönüyle de yeni başlangıç yapmakla karşı karşıyalar. Son 2 yıl içerisinde Kürt siyasi hareketiyle ilişkilenmiş olan korucu aşiretlerine bakın; belki kamuoyuna henüz yansımamış ama ya da yansıtılmasıyla ilgili çekinceleri olan büyük aşiretlerin durumuna bakın; Kürdistan'da aslında koruculuğun çözülme aşamasına geldiğini göreceksiniz. Belki lokal il-bölge sayılabilir; hala devletin savaş aygıtlarının etkinliği altında bulunan sistemden bahsedebiliriz ama Kürdistan'ın genelinde bu yönlü bir doğal işleyiş başlamıştır. Bu yönüyle halkın içerisine katılacağı tartışmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda aynı ortamda hemen olmayabilir belki ama çalıştaylar şeklinde, mağdur ailelerin bir araya geleceği çalıştayda bu sistem tartışılabilir. Uzmanların dkö'lerin dünyadaki benzer araştırmaları araştıranların çalıştayında tartışılabilir. Nihai çözümü çıkaracak konferans arayışları olabilir."
 
Paylaş: Google Plus

Yazar: Adsız

    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder

Rojken ::: DİFHA

iletişim.: Email-Skype.: amedsozdar@hotmail.com

Sohbet Odası

Sohbet Odası
Sohbet Odası