İzmir TAYD-DER, AKP hükümetini, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve hasta tutsaklar konusunda "akıl ve vicdan kapılarını" açmaya davet etti. İzmir TAYD-DER, "Eğer AKP hükümeti çözüm ve barış sürecine dair samimiyet gösterip, empati kurmak istiyorsa yüzünü cezaevlerine ve hasta tutsaklara çevirmelidir. Aksi halde cezaevlerinde çıkan her tabut bilinçli işlenmiş cinayet olarak kabul edeceğiz" dedi.
Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYD-DER) İzmir Şubesi, cezaevlerindeki hasta tutsakların serbest bırakılması için Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Kalabalık bir kitle, BDP İzmir İl Eşbaşkanı Yusuf Kaya ve il yöneticilerinin de katılarak destek verdiği açıklamada "Tecrit öldürüyor hasta tutsaklara özgürlük" pankartı ve "F tiplerinde yeni tabutlar çıkmasın", "Demokratik çözüm için hasta tutsaklara özgürlük" dövizleri taşındı.
Basın açıklamasını TAYD-DER yönetici Musa Karbadağ yaptı. Karabağ, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tüm dünyaya deklare ettiği Anadolu ve Mezopotamya halklarının kardeşlik ve birada yaşama iradesinin Rojava'daki kantonların ilan ettiği özerklikte yaşam bulduğunu söyledi.
Demokratik, uygar insan haklarına ve hukuka saygılı bir ülkenin demokrasi aynasının cezaevleri olduğuna işaret eden Karbadağ, "AKP Hükümeti ve onun bağlaşığı ırkçı cezaevi yapısı, insana dair bütün yaşamsal olgu ve algıya müdühale eder hale gelmiştir. Cezaevleri, insanlıkdışı tecrit, süngerli oda işkenceleri sindirme ve kişiliksizleştirme irade kırma aracı haline gelmiştir. Toplu sürgünler, çıplak arama, fiziki işkenceler ile cezaevleri adeta 12 Eylül Esat Oktay Yıldıran rejimine dönüştürülmüştür" dedi. Karbadağ, cezaevindeki hak ihlalleri ve baskıların "devletin sistematik politikası" olduğunu da vurguladı.
AKP'yi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve hasta tutsaklar konusunda "akıl ve vicdan kapılarını" açmaya davet eden Karbadağ, "Eğer AKP hükümeti çözüm ve barış sürecine dair samimiyet gösterip, empati kurmak istiyorsa yüzünü cezaevlerine ve hasta tutsaklara çevirmelidir. Siyasi rehine politikasından derhal vazgeçmelidir.Aksi halde cezaevlerinde çıkan her tabut bilinçli işlenmiş cinayet olarak kabul edeceğiz" dedi.
Demokratik, uygar insan haklarına ve hukuka saygılı bir ülkenin demokrasi aynasının cezaevleri olduğuna işaret eden Karbadağ, "AKP Hükümeti ve onun bağlaşığı ırkçı cezaevi yapısı, insana dair bütün yaşamsal olgu ve algıya müdühale eder hale gelmiştir. Cezaevleri, insanlıkdışı tecrit, süngerli oda işkenceleri sindirme ve kişiliksizleştirme irade kırma aracı haline gelmiştir. Toplu sürgünler, çıplak arama, fiziki işkenceler ile cezaevleri adeta 12 Eylül Esat Oktay Yıldıran rejimine dönüştürülmüştür" dedi. Karbadağ, cezaevindeki hak ihlalleri ve baskıların "devletin sistematik politikası" olduğunu da vurguladı.
AKP'yi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve hasta tutsaklar konusunda "akıl ve vicdan kapılarını" açmaya davet eden Karbadağ, "Eğer AKP hükümeti çözüm ve barış sürecine dair samimiyet gösterip, empati kurmak istiyorsa yüzünü cezaevlerine ve hasta tutsaklara çevirmelidir. Siyasi rehine politikasından derhal vazgeçmelidir.Aksi halde cezaevlerinde çıkan her tabut bilinçli işlenmiş cinayet olarak kabul edeceğiz" dedi.
BDP İzmir İl Eşbaşkanı Yusuf Kaya ise AKP ve cemaat arasındaki çatışmanın Kürtler üzerinde yürütüldüğünü belirterek, siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi.
Yapılan konuşmaların ardından atılan "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" ve "Bijî berxwedan zindana" sloganları ile sona erdi.
Yapılan konuşmaların ardından atılan "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" ve "Bijî berxwedan zindana" sloganları ile sona erdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder