Sayfalar

Sayfalar

2 Şubat 2014 Pazar

İsveç’te “Kırmızı-Yeşil” ittifak seçimlerin galibi olmaya yakın

Son iki yıldır yapılan kamuoyu yoklamalarının sonuçları hükümet partilerinin büyük oy kaybına uğradığını gösterirken, muhalefette bulunan ve kendilerini “Kırmızı-Yeşil İttifak” olarak adlandıran Sosyal Demokrat İşçi Partisi, Sol Parti ve Çevre Partisi Yeşiller’e desteğin giderek arttığı gözleniyor.
Bu yılın Eylül ayında yapılacak seçimlerin galibinin muhalefet partileri olacağı ve “Kırmızı-Yeşil İttifak”ın yeni hükümeti kuracağına kesin gözüyle bakılıyor.
9-28 Ocak tarihlerini kapsayan son kamuoyu yoklamalarının sonuçları, hükümet içinde yer alan Hıristiyan Demokratlar ve Merkez Partisi’nin % 4’lük barajın altında oy aldıklarını ve parlamentoya giremeyeceklerini gösterirken oylarını en fazla artıran Sol Parti. 2011 yılı seçimlerinde % 5,7 oranında oy alarak 19 sandalye kazanan Sol Parti’nin sürekli bir yükseliş içinde olduğu ve son yapılan kamuoyu yoklamalarında oylarını % 9,1’e çıkardığı görülüyor.
Son seçimlerde % 5,9 oy alarak parlamentoya ilk kez giren ırkçı ve yabancı düşmanı “İsveç Demokratları” ise oylarını % 10’lara kadar çıkarmışken inişe geçmiş gözüküyor. Kamuoyu yoklamasının sonuçları ırkçı demeçler, yolsuzluk skandallarıyla ve iç çekişmelerle çalkalanan ırkçı ve yabancı düşmanı partinin oylarının % 7,3’e gerilediğini gösteriyor.
Hükümetin büyük ortağı Moderat Parti’nin oyları % 25’e gerilerken, Sosyal Demokrat İşçi Partisi oylarını % 34’e çıkarmayı başardı. Oylarını artıran diğer bir parti de oylarını  % 9,9 yükselten Çevre Partisi Yeşiller.
Sonuç olarak Hükümeti oluşturan partiler % 37,9 oranında bir halk desteğine sahipken, “Kırmızı-Yeşil İttifak”ın oy oranı % 53,1. Siyaset bilimcileri bu yıl yapılacak seçimlerde bu manzaranın korunacağı ve yeni hükümetin muhalefet partileri tarafından kurulacağı konusunda görüş birliği içinde.
YENİ LİBERAL POLİTİKALAR HÜKÜMET PARTİLERİNİN OY KAYBETMESİNİN NEDENİ
Hükümeti oluşturan partilerin kay kaybetmelerinin en başta gelen nedenleri hükümetin uygulamaya soktuğu yeni liberal politikaların topluma yansıması. Özelleştirmeler ve rekabetin hizmetlerin kalitesini arttıracağı ve ucuzlatacağı iddialarıyla eğitim ve sağlık kurumlarını ard arda özelleştiren, demir yolları başta olmak üzere kamu sektörlerin bir bölümünü tekellere devreden hükümetin vaadleri gerçekleşmediği gibi tam tersi sonuçlara yol açtı.
Tüm bunlara işsizler ve hastalara yönelik kısıtlama önlemleri eklenince bu partilere oy veren kitleler muhalefet partilerine yöneldi. Yapılan kamuoyu yoklamalarının sonuçları daha önce sağ partilere oy vermiş hasta ve işsizlerin çok önemli bir kesiminin sol partilere destek vermeye başladıklarını gösteriyor.
İSVEÇ HALKI NATO’YA KARŞI
Hükümet partilerinin oy kaybetmelerinin bir diğer nedeni de iktidarın son 8 yıldır Nato ve ABD yanlısı bir dış politika izlemesi. Halkın büyük bir çoğunluğunun Nato karşıtı olduğunu bilen hükümet İsveç’in Nato üyeliğini gündeme getirmeye cesaret edemiyor ama adım adım ülkeyi Nato’nun bir parçası haline getiriyor.
Afganistan’a asker gönderilmesi, Libya müdahalesine İsveç’in Jas savaş uçaklarıyla katılması, ABD’nin kirli operasyonlarında İsveç ordusunun yer alması, ülkenin kuzeyinde Samilerin yaşadıkları alanların emperyalistlerin ve Nato’nun tatbikatına açılması son 200 yıldır savaş dışı kalan İsveç Halkını kaygılandırıyor.
Bu yılın Eylül ayında kurulması beklenen yeni hükümetin İsveç’in dış politikasında radikal değişikliklere neden olacak bir politika izlenmesi beklenmiyor. Ancak anti-emperyalist bir politika izlenmesini savunan Sol Parti ve Çevre Partisi Yeşiller’in bir ölçüde dış politikayı etkileyeceği yorumları yapılıyor.
YENİ HÜKÜMET SOYKIRIMINI KABUL EDECEK
Son yıllarda Türkiye ve İsveç arasındaki ekonomik ilişkilerde ciddi bir artış gözleniyor. 200 civarında İsveç firması Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Siyasi olarak da AKP iktidarının Avrupa Birliği içindeki en büyük destekçisi İsveç Hükümeti.
Bu Gezi eylemleri sırasında iyice açığa çıktı. Avrupa Birliği ve diğer ülkeler polis şiddetini protesto ederlerken İsveç Dışileri Bakanı Carl Bildt, tüm eleştirelere rağmen AKP İktidarını eleştirmediği gibi geçtiğimiz yıl Erdoğan’ın ziyareti sırasında “Erdoğan’ın Türkiyesi doğru yolda” başlıklı bir makale kaleme aldı.
Eylül ayında yapılacak seöimlerden sonra AKP İktidarı Avrupa’daki en büyük destekçisi Carl Bildt’i kaybedecek ve yeni hükümet Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini, ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik saldırıları yüksek perdeden dile getirmeye başlayacak.
AKP iktidarını zor durumda bırakacak diğer bir gelişme de İsveç devletinin 2011 yılında parlamentonun aldığı Ermeni, Asuri ve Pontus Rumlara soykırım yapıldığı kararını yürürlüğe koyacak olması.
Sağcı hükümet parlamentonun karar almasına rağmen 3 yıldan bu yana soykırım kararını resmen yürürlüğe koymayı çeşitli bahanelerle engelliyor. Sosyal Demokrat Parti dış Politika Sözcüsü Urban Ahlin hükümetin bu tutumunu eleştirmiş ve hükümete geldiklerinde soykırım kararını yürürlüğe koyacaklarını açıklamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder