
IŞİD çetelerinin Êzidi Kürtlerin yaşadığı Şengal'i işgal ettikten sonra Şêxan ilçesine de saldırması üzerine burada yaşayan binlerce Êzid, Kuzey Kürdistan'a sığındı. Mülteci ailelerden bir kısmı Midyat'a bağlı Êzidi köyü Bacinê (Güven) Köyü'ndeki taziye ve konuk evi olarak kullanılan Qesra Bacinê'ye yerleştirildi. Aileler, pasaportları olmadığı için Güney Hükümeti tarafından çocuklarının geçişlerine izin verilmediğini anlattılar. Şengal dağından YPG'nin güvenliği altında Rojava'ya geçtiklerini, buradan da Sêmalka sınır kapısından Güney Kürdistan'a geçtiklerini ifade eden aileler bir daha Irak'a dönmek istemedikleri tepkisinde bulundular.
IŞİD çetelerinin 3 Ağustos günü Şengal'i işgal ederek Êzidi katliamına girişmesi sonrasında, Şengal ve Şêxan bölgelerinde yaşayan binlerce Êzidi aile kaçmak zorunda kaldı. Duhok, Zaxo gibi kentlere yerleşen ailelerin bir kısmı ise Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı. Êzidi aileler, yakınlarının bulunduğu Batman ve Midyat bölgesindeki köylere yerleştirildi.
Midyat'a bağlı Bacinê köyüne getirilen aileler, burada Êzidiler tarafından konuk evi ve taziye evi olarak kullanılan Qesra Bacinê'de barınmaya çalışıyor.
ANF'nin burada görüştüğü Êzidi aileler, katliamdan kurtulmak için kaçtıklarını, geride ailelerini bıraktıklarını ve onlardan bir haber alamadıklarını söylediler.
Bacinê köyü muhtarı Abuzeyt Atalan, zamanında 770 nüfusa sahip köyde şu an sadece kendisi ile birlikte 2-3 ailenin kaldığını ve kalan ailelerin tümünün Avrupa'ya göç ettiğini söyledi. Güney Kürdistan'dan gelenlere kendi imkanları ile yardımda bulunduklarını, sığınanlara yardım etmenin kendileri için bir yük olmadığını, asıl sorunun halen Şengal ve Şêxan'da kalan onbinlerce Êzidi'nin can güvenliğinin olduğunu belirterek, "Biz buraya gelenlere yatağımızı-yorganımızı da satarak aç ve susuz bırakmayız. Ancak asıl sorun geride kalan ve katliamla yüz yüze bulunan Êzidilerin yaşadıklarıdır. Çok kötü şeyler duyuyoruz, katliam yapılmış, kadınlar-kızlar kaçırılmış. Ancak hiçbir haber alamıyoruz. En büyük endişemiz de budur" şeklinde konuştu.
IŞİD'in saldırısı sonrasında dağa kaçtıklarını, silahları olmadığı için karşı koyamadıklarını belirten Êzidiler, geride bıraktıkları ailelerinden haber alamadıklarını söylediler.
Şengal ve Şêxan'dan kaçan Êzidi ailelerin anlattıkları şunlar:
Menal Heci (22): Şêxan'dan kaçtık. Ancak üzerimizdeki elbiseyi alabildik. Her şeyimiz orada kaldı. Halkımızdan öldürülenler oldu. Bunu görünce kaçmak zorunda kaldık. Çünkü elimizde silahlarımız yoktu. Annem, babam, amcam halen oradalar. Ne oldular, nereye gittiler bilmiyorum. Yaşayıp yaşamadıklarından da haberim yok.
Elmas Hesen Xıdır (25): Şengal'in Tılezêr bölgesinden kaçtık. 3 çocuğum ile kaçabildik sadece. Annem, babam, kardeşlerim hep orada. Onlar dağa kaçtılar. Önce kadın ve kızları kaçırdılar. Daha sonra DAİŞ katliama girişince yüksek yerlere çekildik. Burada da katliam yapacaklardı. Ancak sonra YPG'liler Rojava üzerinden sınırı geçip yardımımıza geldi. Onlar olmasaydı hepimiz ölmüştük şu an. Bizi güvenli bir şekilde araçlarla Rojava'ya götürdüler, oradan da Derik ilçesi üzerinden Sêmalka'daki köprü üzerinden Kürdistan'a geçtik. Şu an buradayız, sonumuz ne olur bilmiyoruz. Ailemden haber alamıyorum. Çaresiz bir şekilde bekliyoruz.
Haci Kasım (55): Şengal'den kaçtık. DAİŞ ilçe dışındaki köylere girince halkın çoğu kaçmaya başladı. Herkes evini terk ederek kaçtı. Sonra DAİŞ gelince tek tek evleri tespit edip burada bazılarını öldürdü, kimi kadınları kaçırıp Telafer'e götürdüler. Yüzlerce kadın ve kız şu an Telafer'de DAİŞ'in elinde. Onları zorla Müslüman yapıp kendilerine nikahlayacaklarını söylüyorlar.Bizler iki gün Şengal'de aç susuz bekledik. Sonra YPG'liler geldi, onlar bizi oradan kurtardı. Rojava'ya geçtik, daha sonra oradan Kürdistan bölgesine geçtik. Şu anda benim ailemden 40'dan fazla kişiden haber alamıyorum. Halen dağdalar mı,DAİŞ mi onları öldürdü, yoksa çöle mi sığındılar hiç bir bilgim yok. Burada yakınlarımız vardı. Taksiciler bizi Zaxo'dan buraya getirdi bir ücret almadan. Sağ olsunlar. Silopi'den de yine Midyat'taki yakınlarımız araç parasını karşıladılar ve buraya gelebildik.
Raziye Eli (44): Şêxan'dan kaçıp geldik. 2 yaşındaki kızım Dılin Hızni'nin pasaportu olmadığı için peşmergeler Türkiye'ye geçişine izin vermedi. Ben ve 2 çocuğum geçtik. Ancak eşim, çocuğum ve kaynanam o tarafta kaldı. Bunların geçişlerine izin vermediler. Eşim ve çocuklarım ile anne ve babamdan haber alamıyorum. Ne telefonla ne de başka bir yolla ulaşamıyorum onlara. Yaşayıp yaşamadıklarını da bilmiyorum.
Nuhat Şema: Katliamdan kaçıp geldik buraya. Tüm eşyalarımızı, malımızı, paramızı hepsini Şêxan'da bıraktık. Ancak canımızı kurtarabildik. Şengal'e DAİŞ'in saldırmasından sonra Şêxan'a da saldırı olunca korkudan kaçtık. Bize acıyıp araç sahipleri kamyonetlerle sınır kapısına getirdi. Oradan da bu köye geldik.
Sevê Gavan Elo (32): Tılezêr'den geliyoruz. Çocuklarımın pasaportu olmadığı için geçişlerine izin verilmedi. Kaynanam çocuklarımı yanına alarak Duhok'a döndü. Şu an onlardan bir haber alamıyorum. Ben buradayım, çocuklarım ve ailem orada. Ne olacak bundan sonra bilmiyorum.
Aldê Xıdır: Biz kaçıp kurtulduk ama geride kalanların ne olduğunu bilmiyoruz. Ailemle birlikte 7-8 kişinin Beadrê'de bir eve sığındıklarını biliyorum en son. Onun haricinde bir haber alamıyorum.
Buşra Şemmo (20): Annem, babam, kardeşlerim hepsi orada kaldı. DAİŞ saldırdıktan sonra hepimiz kaçtık. Ailemi kaybettim. Nereye gittiklerini bilmiyorum. Şu an açlarmı, susuzlarmı, yaşıyorlarmı bilgim yok.
Sağolsun hayır severler bize yardım edip buraya kadar getirdi. Önce aileme kavuşmak istiyorum. Ondan sonra da ne Irak'ta ne de burada kalmak istiyorum. Avrupa bizi kabul ederse iltica edeceğiz. Şêxan'da tanıdığım onlarca aile vardı. DAİŞ saldırdığında onlar kaçamadılar. Akıbetleri konusunda bilgim yok.
Arya Ziya (17): Saldırı olunca hepimiz kaçmaya başladık. Ben ailemi kaybettim. Annem, babam ve kardeşlerime ne oldu bilmiyorum. Amcalarımla birlikte Türkiye'ye giriş yapıp buraya geldik. Bizim pasaportumuz vardı Türkiye'ye girebildik. Ancak pasaportu olmayanlar Habur Sınır Kapısı'nın öte tarafında kaldı. Onlardan bilgi alamıyoruz.
Kajin Şemo Xıdır (22): DAİŞ saldırınca direnmeye çalıştık. Ancak silah ve cephanemiz yetersizdi. Onların karşısında duramadık. Birçok kişiyi öldürdüler. Silahımız olsa savaşırdık, anca çaresiz kalınca kaçmak zorunda kaldık.
Haşim Mirza Nemir (26): Bir yıl önce Bağdat'tan kaçıp Musul'a geldik. Haziran ayında Musul işgal edince güvenli yer diyerek Şengal'e geldik. Şengal işgal edilince de kaçmak zorunda kaldık. Silahımız yoktu, olsaydı karşılık verirdik. Annem kör ve sağır. Annemi ve kız kardeşimi kaybettik. Onlar orada kaldılar. Yaşıyorlar mı bilmiyorum. Dinimizden ve Kürt olduğuzdan dolayı hep bunlar başımıza geliyor ve kaçmak zorunda kaldık. Şu anda da Türkiye'ye gelmişiz. Burada kalmak istemiyoruz. Irak'a da dönmek istemiyoruz. Bugün DAIŞ, yarın başka bir örgüt çıkacak karşımıza. Êzidi olduğumuz için hedef olmuşuz hep yıllarca. Burada kalmak istemiyorum. Bir lokma ekmek verenden Allah razı olsun. Burada şu an rabbimizle başbaşayız.
0 yorum:
Yorum Gönder