Kürt hareketinin siyasal önceliği...
Dr. Amed Sozdar Seçtiklerinden.. |
Öncelikler siyasetin ana yönünü belirler ve döneme göre değişir. Değişkenliği belirleyen ise, “risk oranı”dır. Risk aynı zamanda “tehdit”algısını içerir ve aşılmayı bekler.
Devletlerde de böyle bir alışkanlık vardır. “Şimdiki durum” saptamaları üzerinden risk oranları belirlenir ve siyasal eylemin ana hedefi/önceliği tayin edilmiş olur. Bu öncelikler iktidarların ana gündemini oluşturur. Ve siyasal eylemin toplamında risk aşılmaya çalışılır.
Örneğin bir dönem iktidarın siyasal önceliği “risk ağırlığı” oranında Ergenekon olurken, daha geniş zamanda “KCK” olmuştur. Gülen cemaati de bir başka dönemin öncelikleri arasında yer almıştır. Burada risk önceliğini belirleyen ise, risk potansiyelinin yoğunluğu ve devleti işlevsiz kılma becerisinin düzeyi olmuştur.
Devletlerde de böyle bir alışkanlık vardır. “Şimdiki durum” saptamaları üzerinden risk oranları belirlenir ve siyasal eylemin ana hedefi/önceliği tayin edilmiş olur. Bu öncelikler iktidarların ana gündemini oluşturur. Ve siyasal eylemin toplamında risk aşılmaya çalışılır.
Örneğin bir dönem iktidarın siyasal önceliği “risk ağırlığı” oranında Ergenekon olurken, daha geniş zamanda “KCK” olmuştur. Gülen cemaati de bir başka dönemin öncelikleri arasında yer almıştır. Burada risk önceliğini belirleyen ise, risk potansiyelinin yoğunluğu ve devleti işlevsiz kılma becerisinin düzeyi olmuştur.
***
Kürt siyasal hareketi açısından da durum farksızdır. Risk tanımı yapılmadan siyasal önceliklerin belirlenmesi imkansızdır. Belirlense bile çoğunlukla hedef saptırılmış olacak, başarısız eylemlerle havanda su dövülecektir.
Buradan bakıldığında demokratik Kürt hareketinin temel sorunu, öncelikleri doğru belirleyememesi, siyasal risk/tehdit tesbitinde yanılgılar yaşıyor olmasıdır.
Temel çelişmeler ve sıralamalar değiştikçe öncelikler de değişecektir. Bugün temel çelişki değişmemiş de olsa, Kürt hareketinin siyasal geleceği örgütlülüğü açısından temel çelişki AKP, MHP, CHP değildir. Bunlar problem olabilir ancak açık kimliklerinden ve devletçi karakterlerinden dolayı ana çelişkiyi oluşturmazlar.
Ana çelişki, dolayısıyla temel risk ve risk önceliği, Kürt hareketine karşı geliştirilen yerel bölgesel karakterlerdir. Kürdistani ve İslami motifler üzerinden geliştirilen T-KDP ve HÜDA PAR gibi yapılar bugün ve gelecek açısından büyük tehdittir. Risktir. Bu konumlarıyla “siyasal öncelikler” de ilk sıraya yerleşmişlerdir.
***
T-KDP’nin zamanlaması, iktidarla ilişkileri ve politik davranışlarının rengine bakıldığında “politik-örgütsel olarak aşılması gereken sorunlar arasında yer alması doğaldır. Aynı çevrenin “çözüm” tutumu ve Öcalan hakkında geliştirmeye çalıştığı spekülasyonlar dikkate alındığında fazlasıyla “siyasal tehdit” pozisyonuna yatkındır.
Aynı biçimde HÜDA PAR’ın yerel seçimlerde aldığı oy, yayılma hızı, giderek daha çok Kürd’e ulaşma potansiyeli önemli bir tehdit unsuru olduğunu gösterir. Cemaati de paralel yapılardan saymak ve “yakın tehdit” pozisyonunda görmek yanlış olmayacaktır.
CHP bölgede zaten yoktur. MHP hatta AKP gerilerken, adı geçen yapılar biraz da Kürt hareketinin yanlış popülist politikaları yüzünden gelişme büyüme eğilimi göstermiştir. KDP -Türkiye ilişkileri, ideolojik yönlendirmeler, diaspora yorgunlarının Bölge’ye çekilmesi, “Öcalan devlete teslim oldu/uzlaştı” söylemi üzerinden geliştirilen özel propagandalar eğer aşılmazsa hayli yayılacak gibidir.
Yine Rojava faktörü, radikal İslam-Türkiye ilişkileri, IŞİD faktörü ve geçmişten gelen ilişkilenmeler, sınır hattına duyulan ihtiyac, HÜDA PAR’a biçilen misyon bir tehdit unsuru olarak öne çıkmıştır.
***
T-KDP ve HÜDA PAR önemli bir tehdit unsurdur. Toplumsal değişim ve demokrasi açısından tehdittir. Kürt hareketinin siyasal örgütsel gelişimi açısından tehdittir. Dolayısıyla Kürt hareketinin siyasal önceliği bu yapıları bloke edecek etkin demokratik çözümler üretmek, örgütsel refleksler geliştirmektir. Kitlelere ulaşmada hedef kitleyi genişletmek özellikle cemaat tarikat gibi yapıların etkilediği kesimlere ulaşmayı başarmaktır.
Yine Türkiye-KDP ilişkilerinin niteliği ve Güney oluşumunun politik karakteri konusunda yapılacak çalışmaların geniş kitlelerle paylaşmaktır.
Unutulmamalı ki tehdit tehlike bu noktadadır. Bundan böyle Kürtler ve Kürt demokratik hareketi bu nokta üzerinden çok daha zorlanmaya çalışılacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder