Kadıköy Belediye seçimlerinde HDP eşbaşkan adayları, yazar, barış ve kadın hakları aktivisti, insan hakları savunucusu Mukaddes Çelik ve Kadıköy’ü sokak sokak tanıyan, İsmet Sadıkoğlu nasıl bir Kadıköy vaat ettiklerini ANF’ye anlattı. Seçimlerin güçlü adaylarından Mukaddes Çelik ve İsmet Sadıkoğlu Kadıköy’ü erkek egemen sistemin dışına çıkarıp, bir kadın kenti yapacaklarını ifade ettiler.
Sadıkoğlu, statüko zihniyetini kırmak için yola çıkan HDP’nin halklar açısından büyük bir şans olduğunu vurgularken, Çelik ise Gezi direnişinde ortaya çıkan modelin kendilerinin parti olarak yerel yönetimlerde uygulayacakları modelin aynısı olduğunu belirtti. Çelik, “Burjuva düzen partileri çılgın projeler açıklıyorlar ya, bizim çılgın projemiz de halkın kendi kendini yönettiği belediyeleri kurmak olacak” dedi.
-Kendinizi tanıtabilir misiniz ?
Mukaddes Çelik: İsmim Mukaddes Çelik. Erzurum’da doğdum. Yazarım ve 40 yıldır siyasi mücadelenin içindeyim. Yatılı bir kız öğrenci olarak İstanbul’a ilk Kadıköy’e geldim. Yüksek okuldayken 12 Mart 1971’de siyasi nedenlerle tutuklandığım için eğitimim yarım kaldı. Serbest bırakıldığımda da okul ile ilişiğim kesildi çünkü güya bildirimsiz olarak bir sene devamsızlık yapmışım. 12 Eylül ‘de siyasi mücadelede aktif olarak yer aldım ve o dönem de iki sene tutuklu kaldım. 28 Şubat döneminde Atılım Gazetesi Yayın Yönetmeniyken yine tutuklandım. 1990’lı yıllarından beri basın ve insan hakları alanında çalışıyorum. Kadın, barış mücadelesi içindeyim. Üç kitabım var. 3 yıla yakın bir zaman akademide yöneticilik yaptım ve kadın ve tarih kürsüsünde eğitmen olarak çalıştım. Ezilenlerin Sosyalist Partisinin ( ESP) Sosyalist Kadın Meclisleri kuruluşunda bulundum ve nihayet HDK ve HDP kuruluşlarında bulundum. Bugün de HDP Kadıköy Belediyesi Eşbaşkanı adayıyım.
İsmet Sadıkoğlu: İsmim İsmet Sadıkoğlu. 35 senedir Kadıköy’de ikamet etmekteyim. Esnafım ve ticaretle uğraşıyorum. Gayrı menkul sektöründeyim.
KADIKÖY’Ü KADIN KENTİ YAPALIM
-Belediyecilik mücadelesine girme fikri nasıl doğdu?
Mukaddes Çelik: Kadıköy’ü kadın kenti yapma perspektifine bağlı olarak arkadaşlarım tarafından aday gösterildim. Benim planımda olmadığı halde bu adaylık görevini yine bir devrimci görev olarak gördüm ve kabul ettim.
İsmet Sadıkoğlu: Gayrı menkul sektöründe çalışmamın öngördüğümüz belediyecilik modeli açısından avantajlı olacağını düşündüm ve belediye eşbaşkanlık teklifini kabul ettim. Çünkü gayrı menkulde çalışan birisi olarak Kadıköy’ün her tarafını, mahalle mahalle, sokak sokak biliyorum. Bu durum, ilçenin sorunlarına çözüm getirme adına birçok çözüm modeliniz olacağı anlamına da geliyor.
-Nasıl bir belediyecilik öngörüyorsunuz?
Mukaddes Çelik: Partimizin tüm diğer konulardaki yaklaşımı gibi burada da halkçı bir belediyecilik öngörüyoruz. Belediye yönetimi yerel yönetimler demektir ve hayatın günlük ve geleceğe dönük yaşam alanları ve araçlarıyla üretilmesi anlamına gelir. Biz de bunun gerçekleşmesi için halkın kendi yaşamları hakkında kendi kararını verebildiği ve uygulayıcı olarak yer alacağı bir belediyecilik modelini seçtik. Bunun önkoşulu de yerel demokrasidir ve partimizin meclis düzeninde örgütlenme modeli yerel demokrasinin en büyük güvencesidir. Bu meclisler sadece belediyelerde değil aynı zamanda halk meclisleri olarak mahallelerde, sokaklarda, caddelerde, parklarda da yer alacaktır. Bu meclisler içerisinde kadın, gençlik, hatta çocuk meclislerinin kurulmasını da öngörüyoruz. Bu meclisler aracılığıyla belediyeciliğimiz halkın kendi kendini yönetmesine aracı olacak.
İsmet Sadıkoğlu: Biz hiçbir fark gözetmeksizin tüm mahallelerde, caddelerde, sokaklarda, parklarda ne kadar sorun varsa hepsini aşmaya çalışacağız. Var olan sorunları mahallenin yapısı içerisinde çözeceğiz. O açıdan belediye sadece merkezde değil, sorunun olduğu her noktada çözüm için kolları sıvayacak. Oluşturduğumuz birimlerle hizmeti tüm mahallelere, caddelere, sokaklara taşıyacağız. Bu açıdan HDP Türkiye kamuoyu ve Batı’da yaşayan halklar için büyük bir şans, büyük bir fırsat. HDP bugüne kadar statükoyu esas alan zihniyeti kırma adına yola çıkan büyük bir hareket, büyük bir düşüncedir.
DÜZEN PARTİLERİNİN ALTERNATİFİ HDP’DİR
-Bu model tarihte hiç denenmiş midir?
Mukaddes Çelik: Evet bu modeller tarihte denenmiştir ama maalesef sonuna kadar gidilemedi. Şöyle ki Sovyet sisteminde bu model uygulandı ancak yaşanan yenilgiler nedeniyle çok ön plana çıkamadı. Yine Paris komününde de bu model uygulandı. Zaten Sovyetler bu modeli Paris komününden aldılar. Halkın söz, yetki, karar hakkına sahip olacağı belediyecilik anlayışımızın özünde de böyle bir tarihsel arka plan var. Eşitlikçi, barışın, kadının, gençliğin partisiyiz. Bütün halkların ve inançların kendi özellikleriyle, kendi talepleriyle buluşacağı bir partiyiz. Mesela Kadıköy’de hangi halklar yaşıyor, kaç dil var, kaç etnik kimlik var, bu hususu araştırıp onların dilleriyle belediyecilik yapma görüşündeyiz. Aynı zamanda bütün halkların kendilerine ait kültürel değerlerinin korunması ve halkların kendi inançlarını yaşayabileceği merkezlerin korunup geliştirilmesi konuları belediyeciliğimizin önceliklerinden olacak. En başta da kadın aklının, kadın iradesinin ve kadın inisiyatifinin bu hayatın düzenleyicisi olmasını çok önemsiyoruz. Kadıköy bu anlamda kadın etkinlik merkezi haline getirilebilecek bir sosyal ve ekonomik dokuya sahip.
-Belediyecilik konusunda Kadıköy ilçesi bir CHP kalesi olarak yer alıyor. Bu anlamda yıllardır yerleşmiş ve adeta kemikleşmiş gidişatı nasıl kıracaksınız? Seçmeni nasıl ikna edeceksiniz ?
Mukaddes Çelik: Şimdi HDP’nin hayatın tüm diğer alanlarında olduğu gibi belediyecilik alanında da düzen partileri karşısında gerçek bir alternatif olduğu bizim açımızdan net. Bu netliği en temel özellikleriyle halka anlatmak gerek. Burada CHP’nin kemikleşmiş olması önemli değil. Başka bir yerde de AKP kemikleşmiş, başka bir yerde de MHP. Esas mesele bütün bunların arasında halkçı belediyecilik yapabilecek, kendi kaynaklarını halkın ihtiyacına göre değerlendirebilecek bir belediyecilik, kadınların ihtiyaçlarını en başta gözetebilecek bir belediyecilik , kadınların sırtındaki ev, çocuk bakım yükünü toplumsal örgütlenme alanları haline dönüştürebilecek bir belediyecilik anlayışı var mı? Yok. Belediyeciliğe bugün rant kapısı olarak bakan düzen partilerine karşı gerçek bir alternatiftir bu açıdan. Orta ve üst katmanlarda bizim partimize en büyük ilgiyi kadınlar gösteriyor. Niye? Çünkü bizim partimiz özgürlükçü, eşitlikçi ve 30 yıldır süre savaşa karşı barış istiyorlar, anadil talebini kabul ediyor bu kesimler. Bundan dolayı bize Kadıköy’de daha büyük bir oy akışının olacağını biliyoruz.
ERKEK EGEMEN ANLAYIŞI DEĞİŞTİRECEĞİZ
-Getirilen kadın eşbaşkanlık sisteminin bunda bir payı var mı sizce?
Evet tabii. Çünkü kadın eşbaşkanlık sistemi bile tek başına bizim Kadıköy’de kadın kitlelerini etkilememiz için çok önemli bir neden oldu. Öyle ki bu etkilenme düzen partilerini dahi etkiledi. HDP’nin kadın meclisleri fikrinden sonra yakın bir zamanda CHP kadın kolları toplanarak biz de eşbaşkanlık istiyoruz dediler. Eğer CHP Kadıköy’de aday açıklamasını en sona bıraktıysa, rant ve klik çatışması ötesinde, biz kadın aday koyduğumuz için onlar da kadın aday göstermek zorunda kaldılar. AKP onlar için baskı unsuru değildi çünkü orada değişiklik yoktu, bu değişiklik HDP‘de vardı. Bu değişikliği partimizin kullanmış olması bizi epeyce avantajlı kıldı. Mesela birkaç gün önce Erenköy pazarını ziyaret ettik ve orada da en çok ilgiyi yine kadınlardan gördük.
İsmet Sadıkoğlu: Aslında eşbaşkanlık modelini keşke daha önce işleme koymuş olsaydık diye çokça düşünüyorum. Onlarca sene önce aslında bu yapının açığa çıkartılması gerekirdi. Çünkü o zaman erkek egemen bir bakış açısıyla bugünlere gelinmezdi. Bu durum aynı zamanda tek taraflı bir yadsıma getiriyor, kadını görmeme, kadın bakış açısını yok sayma, onun iradesini görmeme ve ötekileştirerek kadını bir kenara itme sonucunu doğurdu. Biz eşbaşkanlık modeliyle işte bunu kırıyoruz. Bundan böyle sadece belediyelerde değil, hayatın her alanında, evde, sokakta, mahallede, çarşıda bütün sahalarda kadının erkekle beraber müşterek hayatı paylaştıklarını ve sorunları çözüme kavuşturdukları bir düşünce sistemi oluşturacağız.
-Kadınların yükünü hafifletmek için projeleriniz nelerdir?
Mukaddes Çelik: Bu kent betonlaşırken aynı zamanda makineleşmiş. Ancak bu işler hep kadınlar üstünde. İhtiyaç olan yerlere çamaşırhaneler, kreşler, sadece kadın sığınma evleri değil aynı zamanda kadın merkezleri kuracağız. Kadınlar için sağlık hizmetlerinin daha kaliteli hale gelmesini sağlayacağız. Ücretsiz sağlık merkezleri kuracağız. Bunlar her mahallede olacak.
CHP’NİN AYRIMCI YAKLAŞIMINI KIRACAĞIZ
-Bugün Kadıköy’ün en büyük sorunu nedir? Bu sorunları iyileştirmek için planlarınız nelerdir?
Mukaddes Çelik: Kadıköy aslında kapitalist sistem tarafından yenilmiş, yutulmuş, betona kesilmiş bir küçük adacık gibi görünüyor. Doğru dürüst yeşili yok. Kaldırımlarda birer ağaç olması eko sistem kurmuyor. Yoğurtçu parkı dışında doğru dürüst bir park yok. Binaların üst üste yığıldığı kirli bir kent ve TOKİ ve uluslararası sermayenin gözünü diktiği bir yer Kadıköy. Burayı kentsel dönüşüm adı altında yüzde 70 yıkacaklar. Haydarpaşa zaten gasp edilmiş durumda. Kurbağalıdere her zaman dertti ama şimdi kirli bir kanal olarak önümüzde. Denizi dondurup şimdi de Moda sahiline Hilton otelini inşa ettiler ve oraya çok katlı otopark yapacaklarmış. Oysa ki Kadıköy’de yayaların geçebileceği yollar dahi yok. Her şey zaten otomobil, her şey motorlu araç. Biz bir kere Kadıköy’ün tüm bu sorunlarına el atacağız. Bu kentin haritasını önümüze koyacağız ve bu betonlaşmayı geriye çevirecek ne kadar olanak varsa bunları belirleyecek uzmanlar ile beraber çalışacağız. Projelerimizin başında öncelikle Kadıköy’ü biraz olsun nefes alabilmesi için önce motorlu araçlara kapatacağız. Biliyorsunuz ki hızlı tren uğruna elimizden banliyö trenlerini da aldılar ve her şey motorlu araca döndü. Biz de yaya yolu, bisikletle ulaşım, başta yaşlılara ve çocuklara ihtiyaçlarını giderebilecek ulaşım araçlarını sağlayacağız merkezde. Her şeyden önce temiz bir Kadıköy yaratacağız. Dönüşüm gereken binalarda tabii ki dönüşüm sürecek ama bunun tekellerin rant alanı olmasına asla izin vermeyeceğiz.
İsmet Sadıkoğlu: Bugün 21 mahalleden oluşan Kadıköy’de CHP’nin üç dönemdir süren belediye iktidarı dönemi içerisinde hepimizin tanık olduğu, sadece Bostancı’dan Kızıltoprak’a kadar olan alana verilen hizmet söz konusu. Şimdi bu devasa ilçenin bunca mahallesi varken, bu mahallelere hiçbir hizmet neredeyse götürülmemişken başlı başına bir tek yere odaklanan anlayışla bugüne kadar bu konumda kaldılar. Fakat bu gerçekten ciddi bir ayrımcılıktır. Bu durum yerel yönetim anlayışına hiçbir şekilde sığmayan bir zihniyettir.
GEZİ MODELİNİ HER YERE YAYACAĞIZ
-Gezi direnişi süreci ve sonrasında parklarda, mahallerde oluşturulan forumlar HDP’nin belediyecilik anlayışına neler kattı?
Mukaddes Çelik: Gezi ‘de kendiliğinden başlayan hareket, oradaki 20 günlük yaşam aslında bizim belediyecilik anlayışımızın modeli. Hatta Gezi direnişindeki talepler bizim HDP programımızın doğrulanmasıydı. Biz aslında bir aracıyız, halkın kendi kendini yönetmesine aracı olacağız. HDK zaten biliyorsunuz Gezi direnişi öncesinde kuruldu ve oradaki programatik yaklaşım da bu yöndeydi. Taksim’de yaşanan komün hayatı, ihtiyaca göre bölüşüm, kar, para, rekabet değil yaşanan dayanışmayla aslında orada bir meclis modeli ortaya çıktı. Bizim HDP olarak modelimiz de Gezi’den çıkıp hayata yayılacak. Burjuva düzen partileri çılgın projeler açıklıyorlar ya, bizim çılgın projemiz de halkın kendi kendini yönettiği belediyeleri kurmak olacak. Bugün kitlelerle bağımız daha az gibi görünebilir ama bu hayat değişikliklere açık, diyalektiğin yasası en çok buralarda işliyor. 17 Aralık ve bugün arasında, ya da Gezi direnişi ve bugün arasında ne kadar fark varsa biz de yaşayacağız ve bu seçimlerde de görüyoruz düzen partileri birbirini yiyorlar. Halk bütün bu durumdan rahatsız çünkü tepedekilerin tepişmesinin kendisine daha büyük faturalar kestiğinin farkında.
İsmet Sadıkoğlu: Gezi’yi konuşurken Kürt hareketi, kadını, genci, her yaş grubundan insanların tecrübesi, deneyimi 30 yıldır bu sisteme, bu devletin barbar anlayışına karşı yıllardır evladını, kızını, varını yoğunu her şeyini ortaya koyarak büyük destansı sonuçlar ortaya çıkarttı. Bu dünyaya örnek olması gereken bir mücadele. Aynı zamanda Gezi direnişinde de insanlar bunu bir anlamda anladı ve empati kurabildi. Gezi’de verilen mücadele aslında Kürt halkının yıllarca verdiği mücadeleden esinlendi. Kürt halkının, Türkiye halkının, devrimcilerin büyük bir buluşması da oldu. Ve bu sayede devlet güçleri püskürtüldü. Yoksa püskürtülemezdi çünkü ortada bir tecrübe bir deneyim yok. Yanlarında o evreden geçmiş insanlar olduğu için böylesi büyük destansı bir mücadele Taksim’de yaratıldı. Bu bitti mi, hayır daha bitmedi, bu daha başlangıç mücadeleye devam.
0 yorum:
Yorum Gönder