Gezi direnişinde devletin uyguladığı şiddet nedeniyle evlatlarını kaybeden aileler ile yaralanan direnişçiler, hesap sormak için biraya geldi. "Gezi ruhu devam ediyor" diyerek Gezi Şehitleri ve Gazileri Platformu'nu kuran eylemciler ve aileleri, herkese birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Gezi direnişi sırasında polisin uyguladığı şiddet nedeniyle yaşamını yitirenlerin aileleri ile yaralananlar, Gezi Şehit ve Gazileri Platformu'nu oluşturdu.
Platform, bugün İstanbul Barosu'nda düzenlediği basın toplantısıyla kuruluşunu deklere etti.
Basın toplantısını platform adına Gezi Direnişi sırasında yaralanan Beycan Taşkıran ve Volkan Kesen Bilici ile Mehmet Ayvalıtaş'ın kardeşi Muharrem Ayvalıtaş, Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, TTB Baştanı Özdemir Aktan ve ÇHD İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi İlknur Alcan yaptı.
Gezi direnişinde yaralanan Volkan Kesen Bilici, Uğur Yıldırım, Erdal Sarıkaya, Burak Ünveren, Beycan Taşkıran, Çağdaş Küçükbattal, Selim Polak, Sarp Vahabi, Hülya Arslan, Semih Sağlam, Murat Cantop, Okan Göçer, Hakan Barış Yaman ile Berkin Elvan'ın ailesi ve uzun süre komada kalan Mustafa Ali Tombul'un ailesi ile direniş sırasında öldürülen Muharrem Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım'ın, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert'in ailelerinden oluşuyor.
KATILIM YÜKSEK OLDU
Basın toplantısına HDP İstanbul Belediye Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder, HDP MYK üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, HDP Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gençay Gürsoy, HDP Eş Başkan Yardımcısı Özgür Müftüoğlu, ÖDP Eş Başkanı Bilge Seçkin Çetinkaya, İstanbul Barosu Eski Başkanı Turgut Kazan, TİHV temsilcisi Hürriyet Şener, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, LİMTER İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı ile Halkevleri, DHF, ÖTSP, SODAP ve Partizan temsilcilerinin de içinde olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Forumlar ile kısa bir süre cezaevinden tahliye edilen Gezi eylemcilerinden Ali Akçay, Dinçer Ergün ve Sıtkı Güngör de basın toplantısında yer aldı. Tarık Akan ve Emre Kınay ise platforma destek mesajı gönderdi.
Platform adına açıklama yapan Volkan Kesen Bilici, Gezi Direnişi sırasında gençler, kadınlar emekçiler, LGBTİ'lerin polis vahşetine, AKP'nin tehdit, şantaj, karalama ve oyalama politikalarına rağmen büyük bir umut ve dirençle özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüttüğünü hatırlattı.
Bilici, şöyle konuştu: "Yaşadığımız düzende en ufak bir hakkı elde etmek için dahi ağır bedeller verildiğinin bilincinde olan biz halklar, ayaklanmada en gençlerimizi şehit verdik. Canlarımızı, gözlerimizi, ciğerlerimizi verdik. Kafatasımız parçalandı. Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Zeynep Eryaşar, Medeni Yıldırım ve Hasan Ferit Gedik göğe yükselenlerimiz oldu. 14 yaşındaki Berkin Elvan hala yaşam için direnişte...."
'BİRLİKTE ÖRGÜTLENMEK İÇİN YOLA KOYULDUK'
Haziran ayaklanması sırasında yaralananlar ve yaşamını yitirenlerin aileleri olarak birliktte örgütlenmek için yola koyulduklarını anlatan Bilici, yargılama sürecine dikkat çekti ve "Mahkemeler bizimle dalga geçiyor. Çocuklarını toprağa veren anaların acıları mahkeme salonlarında yeniden kat kat arttı. Aileler mahkeme salonlarında da polis şiddetiyle karşı karşıya kaldı" dedi.
Yaralıların suç duyurularının işleme dahi konulmadığını kaydeden Bilici, "Gençlerimizi öldüren, gözlerini çıkaran polisler için 'Polisimiz destan yazdı' diyen Başbakan, kendi çocukları ve bakanları söz konusu olunca polisin çeteci oluşundan dem vurur oldu" diye konuştu.
Mücadeleyi ortaklaştırmak gerektiğini belirten Bilici, "Bizler bu süreçte de tek başımıza hiçbir şekilde sonuç alamayacağımızın farkındayız. Bu yüzden yeniden 'Gezi ruhu' diyor ve belli mücadele başlıkları altında 'Gezi Şehitleri ve Gazileri Platformu'nu kuruyoruz" dedi.
Bilici, platformun temel mücadele başlıklarını şöyle açıkladı:
"Gezi şehidi ailelerinin, gezi gazilerinin ve polis şiddeti sonucu yaralanan herkesin başlattıkları hukuki süreçte birlikte hareket etmek.
Gaz bombası ve plastik mermi kullanımının yasaklanması için mücadele etmek.
Polislere insanları öldürme yetkisi tanıyan Polis Vazife Selahiyetleri Kanunu'nun kaldırılması için mücadele etmek.
Gezi süreci ve sonrasında da görüldüğü üzere keyfi şekilde, gizlilik kararıyla yapılan tutuklamaların kaynağı olan ve ağır hapis cezaları verme konusunda sınırsız yetkisi olan özel yetkili mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması için mücadele etmek."
Bilici, yeniden gelişecek toplumsal bir ayağa kalkışta yaralıların tıbbi ve hukuki sürecinde destek olmayı sağlayacak bir dayanışma ağının oluşturulmasını amaçladıklarını anlattı, herkesi birlikte hareket etmeye ve "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" demeye davet etti.
'HEKİMLER DE BU MÜCADELENİN İÇİNDE OLACAK'
TTB Başkanı Özdemir Aktan, Gezi direnişinin ardından Türkiye'nin bir daha aynı Türkiye olmayacağını belirtti, "Daha iyiye ve güzele doğru adımların başlangıcı Gezi direnişiyle atıldı" dedi.
O günlerde onbinlerce insanın tedavi gördüğünü anlatan Aktan, "Hekimlerin verdiği bu sağlık desteğinden hükümet, memnun olmadı. Ardından odalarımıza müdahaleler başladı" diye konuştu.
Hükümetin torba yasa ile yaptığı yasal düzenlemeyi hatırlatan Aktan, hiçbir yasa maddesinin görevlerini yerine getirmesini engellemeyeceğini, hekimlerin sadece uluslararası meslek ilkelerine bağlı olduğunu söyledi.
Aktan, şöyle konuştu: "Savaşlarda bile sağlık birimleri korunurken, maalesef bu alanlardaki sağlık birimleri polis baskınına uğradı, gaz bulutları arasında kaldı. O günleri unutmadık, unutmak mümkün değil. Ancak bir arada olmak zorundayız. Hekimler de bu mücadelenin içinde olacak. Hekimler yine sağlık hizmeti sunmaya devam edecek. Hekimler yine yardıma muhtaç insanların yanında olmayaca devam edecek, barış, özgürlük ve demokrasi demeye devam edecek."
'DİRENİŞÇİLERİN YANINDAYIZ'
Avukat İlknur Alcan, Gezi direnişi sırasında resmi rakamlara göre bin 500'un üzerinde insanın gözaltına alındığını hatırlattı, "Ancak binlerce kayıt dışı gözaltı var. Araçlarda, boş binalarda tutulup, fişlenip serbest bırakıldılar. Derneğimiz hakkında Gezi direnişine destek verdiği için soruşturma başladı. Ayrıca 45 avukat arkadaşımız adliyede Gezi direnişine destek eylemi yaptıkları için soruşturmalık oldu. Ayrıca 40'a yakın soruşturma var. 10 da davanın iddianamesi hazırlanmış durumda" dedi.
Alcan, Gezi direnişinde olduğu gibi bundan sonra da direnişçilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.
'BİRGÜN HESAP SORACAĞIZ'
Etkinlikte kısa bir konuşma yapan Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, "Arkadaşlarımızın aldıkları kararların yanındayız. Bizim çocuğumuz da kalkacak, bugün değil ama yarın hepsinin hesabını soracağız" dedi.
Hakkında ev hapsi kararı bulunduğu için basın toplantısına katılamayan Çağdaş Küçükbattal, ailesi aracılığıyla selam gönderdi. Baba Ergün Küçükbattal, "Çağdaş'ın herkese binlerce selamı var. Çağdaş'ın morali çok iyi. Çağdaş öyle bir çocuk ki, yerinde duramaz. Ne kadar belli etmese de ev hapsi etkiliyor. Hepinize selam söyledi" diye konuştu.
Gezi Direnişi’nde polis tarafından vurulduktan sonra ateşe atılan, işkence gören Hakan Barış Yaman hastanade olduğu için katılamadı, mesaj gönderdi.
Yaman'ın mesajı şöyle: “Ezilenler ezilmeyi kabul ettiği sürece adaletsizlikler sona ermeyecektir. Sizden isteğim şu: Sizin güçlü olmanızı, düne göre daha güçlü bir şekilre ayağa kalkıp, ne olursa olsun hayatınıza devam etmenizi istiyorum. Barış yarınlarda olduğu biliyorum, umudunuzu kaybetmeyin."
'GEZİ RUHU DEVAM EDİYOR'
16 Haziran'da kaburgası polis saldırısında kırılan ve 18 Haziran'da gözaltına alınan Beycan Taşkıran, Gezi direnişinde kadınların ve LGBTİ'lerin aktif olarak yer aldığına dikkat çekti, "Kadınlar, LGBTİ'ler sokakta, gözaltında işkence gördü, tacize maruz kaldılar" dedi.
Taşkıran şöyle konuştu: "7 ay sonra sokağa çıkmaya başladım. Gazi arkadaşlarımla yeni tanışabildim. Gezi ruhu devam ediyor, yaşıyor. Kadınlar olarak bu mücadelenin içinde yer alacağız. Adalet talebini dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz."
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve HDP Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Hasan Sarıkaya ve ÖDP Eş Başkanı Bilge Seçkin Çetinkaya'nın yaptığı konuşmaların ardından sona erdi.
0 yorum:
Yorum Gönder