TİHV, Êzidîlerin kamplardaki yaşamlarını raporlaştırdı
ANKARA23.08.2014 16:22:03
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Bakım Verenlerin Bakımı Projesi kapsamında sağlık ekibinden oluşan aktivistler, Midyat ve Cizre’deki Êzidîlerin bulunduğu kamplardaki iki günlük çalışmalarını raporlaştırdı.
TİHV Bakım Verenlerin Bakımı Projesi aktivistlerinden oluşan bir ekip, Şengal katliamı sonrası Türkiye’ye geçen Êzidîlerin yerleştiği alanlarda 16-17 Ağustos tarihlerinde yardım veren kamu, belediye gönüllü ağına psiko-sosyal destek eğitimi vermeyi, durum tespiti yapmayı ve acil psikolojik destek sunmayı amaçlayan iki günlük çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Çalışmanın sonuçlarına ilişkin bir rapor yayınlandı.
Raporda, 16 Ağustos günü yaklaşık 700 kişinin (bir kısmının çadırların her birinde 3-4 aile olarak veya AFAD evlerinde) kaldığı Silopi kampı ve yaklaşık 850 kişinin (bir kısmının Cizre’deki evlerde ve sanayi sitesi için yapılmış olan, büyüklüğü ve tuvalet sayısı yetersiz evlerde 5’er aile şeklinde) kaldığı Cizre sanayi bölgesi ziyaret edildiği belirtildi.
Kullanılan sularda klorlama gibi tedbirler alınmış olmasına rağmen AFAD evlerinin önünden geçen kanalizasyon suyu ve aşırı sıcaklar sebebiyle bulaşıcı hastalık riskinin oluştuğuna dikkat çekilirken, soğutucu ihtiyacının karşılanmaması nedeniyle günlük yaşamın özellikle bebekler ve yaşlılar açısından zorlaştığı ifade edildi. Yemek ve içme suyu ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılandığı ve belediyenin mobil sağlık aracının nöbet sistemiyle sürekli hizmet verdiği bilgileri alındığı ve gözlemlendiği kaydedildi.
17 Ağustos günü ise yaklaşık bin 500 Êzidî ve 3 bin Suriyeli Arap, aileler çadırlarda kalmak üzere yerleştirildiği Midyat kampının ziyaret edildiği belirtilerek, “Günlük ortalama 300 kişinin kaydını yapabilecek bilgi işlem ve personel alt yapısının bulunduğu; güvenlik nedeniyle yaklaşık 15 gün iletişim araçlarının alındığı ve gerekli önlemlerin alınmasının ardından geri verildiği öğrenildi” ifadeleri kullanıldı.
TEMEL İHTİYAÇLAR YETERSİZ
Raporda geçen yaklaşık kişi sayısının da günlük olarak değişkenlik gösterdiği aktarılırken, şu ifadeler kullanıldı: “Êzidî ailelerle yapılan görüşmeler ve gözlemlerimiz neticesinde; çamaşırlarını yıkamakta zorluk çektikleri; çadırların metrekare olarak yetersiz kaldığı; marketlerde gıda dışındaki temel ihtiyaç çeşitlerinin yetersiz olduğu; ihtiyaçlarını karşılamaları için verilen (aylık kişi başı 80 lira olan) kart limitinin yetersiz kaldığı; çocuklar için eğitim ve oyun alanlarının henüz oluşturulmadığı anlaşıldı. Görüşülen ailelerin ruhsal durumlarına yönelik bulgularımız; yoğun kaygı ve şok evresinde olduklarını, birçoğunda akut stres belirtileri görüldüğünü ortaya koydu. Ayrıca kaygı ve güvensizlik; çaresizlik; değersiz hissetme; nefret ve öfke; suçluluk duygusu ve utanç da raporumuzda örneklenen görüşme notlarımızda daha ayrıntılı biçimde bulabileceğiniz bulgular arasında”
‘YPG’YE YÖNELİK MİNNETLERİNİ SIK SIK DİLE GETİRİYORLAR’
“Yaşanan travmatik olayla baş etme yöntemleri olarak sergiledikleri duygu ve davranışların bir arada kalma isteği, kalanlardan bilgi alma çabası, Avrupa’ya yerleşme ve buna yönelik plan yapma, yakınlarının ölmüş olma ihtimalini yok sayma” gibi gözlemlere yer verilen raporda devamla şu ifadeler yer aldı: “Bu yapılanların Müslümanlıkla ilgisi olmadığını yineleme ve öfkeli cümleler kurma; kendilerine yardım getirilmesinin iyi hissettirdiğini ifade etme; YPG’ye yönelik minnetlerini sıklıkla ifade etme; ağıt yakma gibi olduğu gözlemlendi.”
Destek sunma sırasında gerek görevli, gerekse gönüllülerin yoğun çaba içinde olduğu ancak ruhsal açıdan sıkıntı yaratabilecek hususların da yer yer yaşanabildiği ve çeşitli handikaplar oluştuğuna dikkat çekilen raporda, şu gözlemlere yer verildi:
- Görevli, gönüllü ve ziyaretçilerden bir kısmının izinsiz çadırlara girme, fotoğraf çekme, STK’ların basın açıklaması gibi davranışların kamp sakinlerinin mahremiyetini ihlal ettiği,
- Gerek görevli, gerekse ziyaretçilerin kamp sakinlerine destek amaçlı olsa dahi sorularla sınır aşımına girdikleri, retravmatizasyona yol açabilme ihtimalleri olduğu,
- Bilgi akış sürecinin karmaşa içinde olduğu, düzenli ve doğru bilgi akışının olmadığı ve bu durumun var olan kaygı düzeyini ve şoku artırdığı,
- Destek sunmak amaçlı olsa dahi travmatize olmuş ailelere temas sırasında yer yer yargı içeren politik-ahlaki davranış ve söylemlerin olduğu,
- Destek sunanların yer yer ailelere, yaşanan kayıplar ve uğradıkları zulme, acıya dair kıyaslamalar yaparak teselli etmeye çalışmaları yaptığımız gözlemler arasındadır.
“Tüm bu gözlemler ve görüşmeler ışığında Êzidî halkının maruz kaldığı savaş vahşetinin yaygınlığı, uygulanan şiddetin barbarca yönleri travmatik yıkımı daha da derinleştirecektir” denilen raporda, “Êzidî halkının geçmişinin katliamlar ve travmatik olaylarla dolu olması, bu ağır travmanın geçmişteki travmatik yükü de tetikleyeceği, yıkımı daha da artıracağı ve yaşama güvenle bağlanabilmeyi ciddi şekilde zedeleyeceği aşikardır. Biliyoruz ki travmanın yükünü azaltmanın en önemli unsurlarından biri yaşamın rutin döngüsüne dönmesidir. Ancak yakın zamanda bu mümkün görülmemektedir. Şu anki koşullarda Silopi kampının hem fiziksel hem de ruhsal açıdan uygun olmadığı; Midyat kampının fiziksel koşulları nispeten daha iyi olmakla birlikte ruhsal açıdan iletişim ağının bozulacağı, kendilerini özgür hissetmedikleri, sosyal dayanışma ağından uzak kalacakları ve aile mahremiyetinin sağlanmasının yetersiz olması ile; Cizre yerleşkesinde de Silopi’dekine benzer handikapların olduğu düşünüldü. Midyat ve Batman’daki Êzidî köylerinde gerek fiziksel özellikler açısından gerekse ruhsal açıdan düşünüldüğünde günlük yaşam rutinine kısmen dönebildikleri, kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu gözlendi. Gözlemlerimiz sonucu, köy evlerinde kalanların bağımsız yaşam alanları oluşturabildikleri; Êzidî köyleri olması nedeniyle sosyal desteğin daha iyi olduğu; aidiyet duygusu ve uyumun daha iyi geliştiği görüldü” ifadelerinde bulunuldu.
Raporda ortaya konulanların çözümüne ilişkin ise şu önerilere yer verildi:
- Fiziksel-sosyal destek sistemlerinin koordinasyonun tek elden yürütülmesi, düzenli kayıt sisteminin oluşturulması, var olan maddi ve insan kaynaklarının tespiti, kullanılması ve planlanmasının sağlanmalı.
- Êzidî ailelere yönelik bilgi akışının açık, umut içeren reel cümlelerden oluşacak şekilde gerçekleşmesi, mümkün olduğu ölçüde yürütülen hizmetin her basamağında önceden bilgi akışının sağlanmalı.
- Güvenli ortam ve özel yaşam hassasiyeti; kendilerini olabildiğince güvende hissedebilecekleri alanların oluşturulması ve görevli, sosyal destek gönüllülerinin vb. mümkün olduğunca özel yaşam alanlarına girmemeleri, girilmesi gerektiğinde de (izin istemek, kendini tanıtmak ve az sayıda kişiyle girmek gibi) hassasiyet gösterilmeli.
- Sağlık hizmetlerine yönelik ihtiyaç tespiti ve bu hizmetin sürekliliği, ruhsal durum tespiti ve takibi, bu kapsamda psiko-sosyal destek programlarının planlanması ve sürdürülmeli.
- Engelli, yaşlı ve kronik hastaların tespit edilip, gerekli ihtiyaçlarının karşılanması ve bu hizmetlerin devamlılığının sağlanmalı.
- Çocukların yaşlarına uygun aktivitelerin en hızlı şekilde düzenlenmeli.
- Erişkinlerin günlük yaşam rutinlerine dönüşleri için çalışmaların yapılmalı (yetilerini kazandıkça kendi yaşam düzenekleri ve diğerleri için sosyal destek ağında aktifleşmeleri).
- Kişilerin meslek ve yeteneklerinin tespit edilmesi ve bu alanlarında çalışmalara katılmalarının sağlanmalıdır (öğretmen, doktor, eczacı, inşaat vb.).
TİHV Bakım Verenlerin Bakımı Projesi kapsamında Ezidi kampları ziyaret eden ederek, rapor hazırlayan ekipte yer alanlar şöyle: “Psikiyatr Dr. Murat Yalçın, Psikiyatri Asistanı Naci Olam, Psk. Muharrem Aydın, Psk. Şiyar Güldiken, Psk. Sema Yücedağ, Psk. Bijer Doğan, Uzm. Psk. Ömer Yavuz Yetiş, Psk. Ömer Akba, Uzm. Psk. Mahmut Pakdemir ve Shu. Ümit Çetiner.
TİHV Bakım Verenlerin Bakımı Projesi kapsamında Ezidi kampları ziyaret eden ederek, rapor hazırlayan ekipte yer alanlar şöyle: “Psikiyatr Dr. Murat Yalçın, Psikiyatri Asistanı Naci Olam, Psk. Muharrem Aydın, Psk. Şiyar Güldiken, Psk. Sema Yücedağ, Psk. Bijer Doğan, Uzm. Psk. Ömer Yavuz Yetiş, Psk. Ömer Akba, Uzm. Psk. Mahmut Pakdemir ve Shu. Ümit Çetiner.
0 yorum:
Yorum Gönder