Stockholm’deki Solna Hallen dün akşam son yılların en çoşkulu ve kitlesel Newroz kutlamasına sahne oldu. Dört parçadan yüzlerce Kürdistanlının birlikte halaya durdukları, Rojava ve İmralı’yı selamlayan sloganlar attıkları Newroz kutlamasında, İsveçli ve Kürdistanlı siyasi parti temsilcilerinin yaptıkları konuşmaların ortak paydasını Rojava devrimi ile dayanışma ve KCK tutsaklarına özgürlük talebi oluşturdu.
“Rojava devrimini selamlıyoruz” ve “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” parolalarıyla kutlanan Newroz’da, İsveç-Kürt Konseyi Başkanı Eda Düzgün, Newroz’un tarihçesini özetledikten sonra , Demirci Kawa’nın zalim Dehhak’a karşı yaktığı Newroz ateşinin Kürt Özgürlük Hareketi; Mazlum Doğan, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez tarafından devralındığını belirterek “Biz bu ateşi Orta-Doğu ve Kürdistan’da barış, özgürlük ve demokrasiyi gerçekleştirene kadar taşımaya devam edeceğiz” dedi.
Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, KCK tutsakları ve çocukları mücadelede şehit düşen aileler başta olmak üzere tüm Kürt Halkının Newroz’unu kutladığını, Kürt Halk Önderi Öcalan’ı selamladığını söyledi. Tüm Kürtlerin Rojava devrimine destek vermesi gerektiğini belirten Kakabaveh, İsveç Sol Parti’nin Rojava Devrimini, İran ve Türkiye’de Kürtlerin mücadelelerini desteklediklerini vurguladı ve önümüzdeki hafta sonu yapılacak yerel seçimlere gözlemci olarak katılmak için Kürdistan’da gideceğini ifade etti.
İsveç Hükümeti’nin büyük ortağı Moderat Parti Milletvekili Madelina Segerstedt, Newroz’un yeni bir gün, yeni bir yıl olduğunu ama Kürtler açısından yeni yıldan daha büyük bir anlam taşıdığını söyledi. Kürtlerin temel taleplerinin karşılanmasını istediklerini söyleyen Segerstedt, Türkiye ve Kürdistan’da 30 Mart günü yapılacak olan yerel seçimlere de değindi.
TÜRKİYE’NİN ARTIK KÜRTLER ÜZERİNDEKİ BASKILARA SON VERMESİ GEREKİR
Seçimlerin adaletli, eşit ve özgürce yapılmasını ve devletin seçim sonuçlarına saygılı olmasını isteyen Segerstedt, “Türkiye’nin artık Kürtler üzerindeki baskılara son vermesi gerekir. Özgür ve demokratik bir ülkede herkesin düşüncelerini açıklama hakları olmadır” şeklinde konuştu.
Suriye’deki savaştan en fazla kadın ve çocukların olumsuz etkilendiklerine de dikkat çeken Segerstedt, ambargo altında bulunan Rojava Halkının desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.
Sol Parti’nin Avrupa Parlamentosu Milletvekili Mikael Gustavsson, Newroz’un Kürtleri için özgürlük, demokrasi ve insan hakları olduğunu söyledikten ve Kürt Halkının Newrozunu kutladıktan sonra, Kürt Özgürlük Hareketi’nin terörist olarak suçlanmasına karşı yürüttükleri mücadeleye değindi. Avrupa Birliği’nin hazırladığı terör örgütleri listesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, değiştirilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini söylemesi Kürdistanlılar tarafından alkışlarla karşılandı.
AB TÜRKİYENİN KÜRTLERE AYRIMCILIK YAPMASINI ASLA KABUL ETMEMELİ
Kürdistan’da yapılan bir gösteriye polislerin gaz bombaları, biber gazları ve Tomalarla acımasızca saldırdıklarına bizzat şahit olduğunu belirten Gustavsson, Türk Devletinin Kürtlere yönelik saldırılara son vermesini, gösteri, ifade ve düşünce özgürlüğüne saygı göstermesini istedi.
“Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyor. İnsan ve azınlıkların haklarına saygı göstermediği sürece Türkiye AB üyesi olamaz. Avrupa Birliği Türk devletinin Kürtlere ayrımcılık yapmasını asla kabul etmemeli” şeklinde konuşan Gustavsson, Avrupa Birliği’ni insan hakları konusunda çifte standard uygulamak ve iki yüzlü davranmakla suçladı.
TÜRKİYE AİHM’NİN ÖCALAN’LA İLGİLİ KARARINI UYGULASIN
“Bazen Avrupa Birliği’nin yaptıklarından onur duyuyor, bazen de utanıyorum. Avrupa Birliği Kürt sorununda açık tavır almıyor. Türkiye pazarı Kürtlerin insan haklarından daha önemli görülüyor” diyen Gustavsson, 18 Mart’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Öcalan’a yönelik Türkiye’nin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiği karar verdiğini hatırlattıktan sonra, AKP Hükümeti’ni mahkemenin verdiği kararın gereğini yapması çağrısında bulundu.
Aralarında belediye başkanları, avukat, ve gazetecilerin de bulunduğu binlerce kişinin KCK davasından 5 yıldan bu yana cezaevlerinde tutulmalarının temel hak ve özgürlüklere yönelik kapsamlı bir saldırı olduğu söyledi ve tüm KCK tutsaklarının derhal serbest bırakılmasını istediklerini vurguladı.
BİNLERCE KÜRDÜ CEZAEVLERİNDE TUTARAK BARIŞI SÜRDÜREMEZSİNİZ
“Binlerce Kürdü cezaevlerinde tutarak barış süreci sürdüremezsiniz” diyen Gustavsson, 30 Mart’ta yapılacak seçimlere gözlemci olarak katılmaları için Sol Parti’nin iki milletvekilini Kürdistan’a yollayacağını söyledi ve seçimlerde BDP’ye başarılar diledi.
Çevre Partisi Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Eşbaşkanı Valter Mutt, kendisinin ulusların kendi kaderlerini tayin etmesinden yana olduğunu ve bu hakkın Birleşmiş Milletler Sözleşmelerinde bulunduğunu ve kağıt üzerinde kalmamasını ve yaşama geçirilmesi gerektiğini söyledi.
KÜRTDİSTAN’DA REFERANDUM YAPILSIN
Kürt Halkının Kürdistan’ın dört parçasında kendi kaderi hakkında karar verebilmesi için Çevre Partisi Yeşiller olarak İsveç Parlamentosu’na Kürdistan’ın dört parçasında Birleşmiş Milletler gözetiminde referandum yapılması için önerge verdiklerini hatırlatan Mutt, “Bu önerinin gerçekçi olmayan, tamamen utopik bir öneri gibi algılanabileceğinin bilincindeyim. Ama bir zamanlar köleliğin kaldırılması ve herkese oy hakkı verilmesi talepleri de ütopya olarak görüküyordu. Bugün imkansız görünen yarın olanaklı, öbür gün de kaçınılmaz olur” şeklinde konuştu.
İran’daki idamlar ve insan hakları ihlallerindeki artışlara da dikkat çeken Mutt, “Batılılar ve Avrupa birliği İran’ın nükleer programında tavizler verdiği için orada olanlara göz yumamamazlar. Her fırsatta idamları ve politik tutsakların serbest bırakılmalarını gündeme getirmeleri gerekir” dedi.
KCK TUTSAKLARI DERHAL SERBEST BIRAKILMALI
AKP iktidarına insan hakları, ifade ve internet özgürlüğüne saygı göstermesi, KCK tutuklularını derhal serbest bırakması çağrısında bulunan Mutt, PKK Lideri Öcalan’ın 15 yıldan bu yana İmralı Adası’nda tecrit edildiğine dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Abdullah Öcalan’ın ileriyi gören ve cesur barış girişimi ne yazık ki, şimdiye kadar meyve vermedi... Nelson Mandela bir başka cezaevinde nakledilmeden önce Robben Adası’nda 18 yıl yattı. Apartheid rejimi sonunda Nelson Mandele tutsak olduğu sürece ülkede barış ve uzlaşmanın olamayacağını anladı. Şimdi artık Ankara Hükümeti’nin sağduyulu davranmasının, barış sürecinin ilerlemesi, Kürt, Arap, Ermeni, Laz ve diğer azınlıkların özgürce dillerini konuşmaları, bayramlarını kutlamaları, barış ve kardeşlik içinde yaşayabilmeleri için Öcalan’ı serbest bırakmasının zamanı. İsveç ve Avrupa Birliği barış sürecinin ilerlemesi için Türk Hükümeti’ne yoğun baskı yapmalıdır.”
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’DE KONUŞMAMA “ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK” DİYEREK BAŞLAYACAĞIM
Bu yıl İsveç’te seçimlerin yapılacağını ve kamoyu araştırmalarının sonuçlarının aralarında Yeşiller’in bulunduğu Sol İttifak’ın seçimleri büyük bir farkla kazanacağını gösterdiğine dikkat çeken Mutt, “Eğer seçimlerden sonra Dışişleri Bakanı olursam ilk işim New York’a gitmek ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşmak olacak. Konuşmama iki kelime ile başlayacağım ve o kelimeler Öcalan’a özgürlük olacak” dedi.
Mutt’un konuşması alkışlar, “Biji Serok Apo” ve “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” sloganlarıyla karşılandı.
Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Çevre Partisi Yeşiller’den aday olan Kurdo Baksi, Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden aday olan Asuri-Süryani Metin Rhawi, Avrupa Parlamentosu’nda Kürt ve Süryani milletvekillerinin yer almasına, Kürt ve Asurilerin sorunlarının gündeme getirilmesinin önemine değinen konuşmalar yaptılar.
ROJAVA ORTA-DOĞU HALKLARINA ÖRNEK BİR MODEL
Rojava Halk Meclisi Eşbaşkanı Sinem Muhammed, Rojava’da demokratik özerkliğin ilan edildiği üç kantonun değişik etnik köken ve inançlardan halkların barış içinde kardeşce ve eşit bir şekilde yaşadıkları, tüm Orta-Doğu Halklarına örnek olacak bir model olduğunu söyledi.
Rojava’da yaşamın her alanında kadınların örgütlendiklerini, sosyal ve siyasal yaşama katıldıklarını, kendi ordularını kurduklarını, Rojava’daki devrimin başarısının ardında kadınların bulunduğunu vurguladı.
YPG ve YPJ’nin kahramanca direnişi sonucu Serakaniye’nin tamamen çetelerden temizlendiğini belirten Muhammed, IŞİD militanlarının son dönemlerde Irak’tan gelerek Rojava’ya yönelik saldırılar düzenlediklerine dikkat çekti.
YPG VE YPJ ÇETELERE KARŞI KAHRAMANCA DİRENİYOR
YPG ile kadınların oluşturduğu YPJ’nin çetelere karşı büyük bir direniş gösterdiğini ve halkı savunduğunu, her iki örgüt içinde Arap, Süryani ve Ermenilerin de yer aldıklarını belirtti.
İslami gruplar saflarında çatışan militanların kadınlar tarafından öldürülenlerin cehenneme gideceklerine inandıkları için kadınlarla çatıışmaktan kaçındıklarını belirten Muhammed, “Kadınlarla çatışmaya girince ya öldürmek istiyorlar ya da kaçıyorlar. Ama her durumda YPJ onları cehenneme yolluyor” dedi.
ROJAVA’DA ZAFER KÜRT HALKININ OLACAK
Bilinçlenen ve örgütlenen Rojava Halkının onurlu mücadelesini bastırmaya çetelerin ve Esad rejiminin gücünün yetemeyeceğine vurgu yapan Muhammed, zaferin Kürt halkının kazanacağından hiç kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini söyledi. Muhammed’in konuşmaların “Biji Rojava”, “Biji YPG” ve “Biji YPJ” sloganlarıyla karşılandığı kutlamada İsveçli konuşmacılara sarı kırmızı yeşil renkli puşular hediye edildi.
KCK Genel Başkanı Cemil Bayık’ın Diyarbakır Newroz’undaki konuşmasının sinevizyonla gösterilmesinden sonra Öcalan’ın Newroz için yaptığı açıklamanın Türkçesini Halk Meclisi Eşbaşkanı Fuad Berti, Kürtçesini de diğer Eşbaşkan Ayşe Göktepe okudu.
Hevya Sor, PJAK, PYD, Stockholm Kürt Enstitüsü, internet sitesi Kurd.se ve diğer parti ve kitle örgütlerinin stand açtıkları, kitap, kalem, puşu ve Kürt ulusal giysileri sattıkları, 7 bin kişinin katıldığı Newroz kutlaması Kürdistanlıların birlikte halay çekmeleriyle gece geç saatlere kadar devam etti.
0 yorum:
Yorum Gönder