Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Büyükşehir Belediye
Eşbaşkan Adayı Sibel Yiğittekin Mersin'de bulunan Latin Katolik
Kilisesi cemaatini ziyaret etti. Cemaatin kanaat önderlerinden Lina
Nasip, BDP’yi Eşbaşkanlık sisteminden dolayı tebrik ederken, Yiğittekin
de İncil'in ayetlerinden bir örnek vererek, "Ben inançlı bir insanım,
Kuran benim için ne kadar önemliyse İncil'de o kadar önemlidir" dedi.
BDP Mersin Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Sibel Yiğittekin, bir grup partili ile beraber, Latin Katolik Kilisesi cemaatini ziyaret etti. BDP heyetini kapıda karşılayan ve çoğunluğu kadınlardan oluşan cemaat üyeleri, Yiğittekin ile tek tek kucaklaştılar. Burada konuşan Yiğittekin, neden aday olduğunu, projelerini ve parti politikalarını anlattı. "Azınlık psikolojisini aşmak gerekir" sözü ile konuşmasına başlayan Yiğittekin, "Çünkü çoğunluk olmak bu ülkenin daha fazla sahibi olmak anlamına gelmez" dedi. Kendilerine dayatılan azınlık psikolojisini aştıklarını ifade eden Yiğittekin, "Bize dayatılan azınlık psikolojisiyle yola çıktık. Bugün ise geldiğimiz noktada azınlık değil; aslında çoğunluğuz. Egemen zihniyete karşı birbirimizi anlamak ve bir arada olmak ve de ne kadar güçlü olduğumuzun farkına varmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
'AZINLIKLARIN RADİKAL SAVUNUCUSUYUZ'
İktidara karşı halkların ve inanç azınlıklarının haklarını savunan tek siyasi parti BDP ve HDP olduğunu ifade eden Yiğittekin, "Partimiz Kürtlerin olduğu kadar Türklerin, Arapların, Alevilerin ve tüm azınlık inançlarının da radikal savunucusudur" dedi. "Parti politikamızda var; Biz azınlıkların özellikle radikal savunucusuyuz" diyen Yiğittekin, "Türkiye’de ve Kürdistan’da egemen zihniyete ve egemen sisteme karşı BDP ve HDP dışında, çözüm üretebilecek başka bir muhalif partinin, alternatif partinin olmadığını görüyoruz" şeklinde konuştu.
'EŞBAŞKANLIK DOĞAYI KORUMANIN ENSTRÜMANIDIR'
Eşbaşkanlık sistemine değinen Yiğittekin, "Aslında Eşbakanlık doğayı korumanın enstrümanıdır. Çünkü doğal toplumu oluşturmanın tek şartı, her şeyi yaradandan ötürü hak ettiği eşit ve adalet kavramını oturtmaktan geçer" dedi.
"Üretimde erkek kadar kadının da emeiği vardır" diyen Yiğittekin "Amaçladığımız şey, tıpkı ırklar, milletlet, dinler ve dillerde olduğu gibi hiçbirinin bir diğerinden üstün olmadığı gibi eş başkanlık sistemide de erkek ve kadını yaşamda da eşitliğini sağlamanın formülüdür. Eşbaşkanlık sistemi genel siyasette yer bulduğu gibi, yerel siyasette de bunu kurumsallaştırmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
'İNANÇLI BİR İNSANIM'
İnançlı bir insan olduğunu ifade eden Yiğittekin, İncil'in bir ayetinden örnek vererek, "İncil'de çok etkilendiğim bir söz vardır. 'Çocukları öldürülen anneler artık avutulmak istemiyor; çünkü onlar yok artık'. Bu beni çok derinden etkileyen bir sözdür. Ben aynı zamanda inançlı bir insanım. Kuran-ı Kerim benim için ne kadar önemliyse, İncil de, Tevrat da Zebur da benim için o kadar önemli ve anlamlıdır" dedi. w
Kadınların toplumsal mücadelelerdeki önemine de değinen Yiğittekin şunları söyledi: "Buradan baktığımız da biz kadınlar, anneler artık avutulmak istemiyoruz. Bizler yaşamak ve varlığımızı sürdürmek var olduğumuzu bilmek istiyoruz. Bunu birilerine de duyurmaya ihtiyacımız yok. Bunu kendimiz bildiğimiz ve hissettiğimiz zaman, zaten sorunun çözümü noktasına gideceğiz. Ama öncelikle bunu bizim bilmemiz gerekiyor. Bizim için
din, dil, ırk hiç önemli değil. Hepimiz aynı yere, başka yollardan gidiyoruz. Önemli olan bunu ve var oluş nedenimizi anlayabilmektir."
'ÜLKEMİZDE İNSANLIĞA BORÇLU BİR TARİH VAR'
"Partimizin içinde çok farklı kültürler, gruplar var. Hepsi de kendini ifade etme olanağı buluyor" diyen Yiğittekin, "Biz bu şekilde yoldaşlık kavramını geliştirmiş durumdayız. Şu durumda mevcut sisteme karşı bir kırılma noktası yaşatacağız. Bizim bir özre bir avuntuya ihtiyacımız yok. Bize borçlu olunan bir tarih var. Ülkemizde insanlığa borçlu olan bir tarih var. İnsanlığa borçlu olunan bir tarih var. Açıkçası egemen sistem bu
borcu ödemeye niyetli değil. Ancak bunu biz alabiliriz. Bu bağlamda inanıyoruz ki, 40 yıldır vermiş olduğumuz bu mücadelede, çıkmış olduğumuz bu yolda, zafere ve insanlığın özgürlüğüne ulaşacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.
'AKP, KIYIMLARIN SON 15 YILINDAN SORUMLUDUR'
AKP'yi eleştiren Yiğittekin, "Bugün iktidarın dayatmış olduğu bir İslam baskısı yaşıyoruz. Son 15 yıldır yaşanan kıyımları, AKP iktidarına yükleyebiliriz ama tek suçlu AKP iktidarı değildir. 90 yıllık sisteme baktığımızda kim sistemin ortağı olmuşsa, kim iktidara gelmişse veya iktidara gelmeyip sadece bir kenarda sessiz kalmışsa, hepsi suçludur. İşte biz bu sistemin ortağı olmadık, bir kenarda durup sessiz de kalmadık. Ben kendi
adıma Barış ve Demokrasi Partisi’nde bulunmaktan gurur duyuyorum" dedi.
'BEN KÜRT DEĞİLİM'
BDP'de sadece Kürtlerin siyaset yapmadığını ifade eden Yiğittekin, "Ben bir Kürt değilim; çok kimlikli bir insanım. Benim annemin bir tarafı Arap, bir tarafı Rum'dur. Babam da Gürcüdür aslen. Fakat geriye kalan bir tek şey var o da insan. Hepimiz bu çerçevede bakıyoruz. Bir arada olduğumuz zaman birbirimize güç vereceğimize inanıyoruz. Bugün burada sizlerle beraber olmak bizim için çok güzel" dedi.
Görüşmenin sonucunda düşüncelerini ifade eden ve Yiğittekin'den övgü ile bahseden Latin Katolik Kilisesi cemaatinden Lina Nasif de, BDP'yi eşbaşkanlık sistemini getirmesinden dolayı tebrik etti. Nasif, "Güzelliği ile büyülediği kadar entellektüel ve kültürlü oluşuylada samimi ve böyle birikimli bir aday gösterdiği için BDP'yi tebrik ediyorum. Doğrusu etkilendim sizden. çalışmalarınızda gerçekten de başarılar dilerim" şeklinde konuştu.
BDP Mersin Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Sibel Yiğittekin, bir grup partili ile beraber, Latin Katolik Kilisesi cemaatini ziyaret etti. BDP heyetini kapıda karşılayan ve çoğunluğu kadınlardan oluşan cemaat üyeleri, Yiğittekin ile tek tek kucaklaştılar. Burada konuşan Yiğittekin, neden aday olduğunu, projelerini ve parti politikalarını anlattı. "Azınlık psikolojisini aşmak gerekir" sözü ile konuşmasına başlayan Yiğittekin, "Çünkü çoğunluk olmak bu ülkenin daha fazla sahibi olmak anlamına gelmez" dedi. Kendilerine dayatılan azınlık psikolojisini aştıklarını ifade eden Yiğittekin, "Bize dayatılan azınlık psikolojisiyle yola çıktık. Bugün ise geldiğimiz noktada azınlık değil; aslında çoğunluğuz. Egemen zihniyete karşı birbirimizi anlamak ve bir arada olmak ve de ne kadar güçlü olduğumuzun farkına varmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
'AZINLIKLARIN RADİKAL SAVUNUCUSUYUZ'
İktidara karşı halkların ve inanç azınlıklarının haklarını savunan tek siyasi parti BDP ve HDP olduğunu ifade eden Yiğittekin, "Partimiz Kürtlerin olduğu kadar Türklerin, Arapların, Alevilerin ve tüm azınlık inançlarının da radikal savunucusudur" dedi. "Parti politikamızda var; Biz azınlıkların özellikle radikal savunucusuyuz" diyen Yiğittekin, "Türkiye’de ve Kürdistan’da egemen zihniyete ve egemen sisteme karşı BDP ve HDP dışında, çözüm üretebilecek başka bir muhalif partinin, alternatif partinin olmadığını görüyoruz" şeklinde konuştu.
'EŞBAŞKANLIK DOĞAYI KORUMANIN ENSTRÜMANIDIR'
Eşbaşkanlık sistemine değinen Yiğittekin, "Aslında Eşbakanlık doğayı korumanın enstrümanıdır. Çünkü doğal toplumu oluşturmanın tek şartı, her şeyi yaradandan ötürü hak ettiği eşit ve adalet kavramını oturtmaktan geçer" dedi.
"Üretimde erkek kadar kadının da emeiği vardır" diyen Yiğittekin "Amaçladığımız şey, tıpkı ırklar, milletlet, dinler ve dillerde olduğu gibi hiçbirinin bir diğerinden üstün olmadığı gibi eş başkanlık sistemide de erkek ve kadını yaşamda da eşitliğini sağlamanın formülüdür. Eşbaşkanlık sistemi genel siyasette yer bulduğu gibi, yerel siyasette de bunu kurumsallaştırmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
'İNANÇLI BİR İNSANIM'
İnançlı bir insan olduğunu ifade eden Yiğittekin, İncil'in bir ayetinden örnek vererek, "İncil'de çok etkilendiğim bir söz vardır. 'Çocukları öldürülen anneler artık avutulmak istemiyor; çünkü onlar yok artık'. Bu beni çok derinden etkileyen bir sözdür. Ben aynı zamanda inançlı bir insanım. Kuran-ı Kerim benim için ne kadar önemliyse, İncil de, Tevrat da Zebur da benim için o kadar önemli ve anlamlıdır" dedi. w
Kadınların toplumsal mücadelelerdeki önemine de değinen Yiğittekin şunları söyledi: "Buradan baktığımız da biz kadınlar, anneler artık avutulmak istemiyoruz. Bizler yaşamak ve varlığımızı sürdürmek var olduğumuzu bilmek istiyoruz. Bunu birilerine de duyurmaya ihtiyacımız yok. Bunu kendimiz bildiğimiz ve hissettiğimiz zaman, zaten sorunun çözümü noktasına gideceğiz. Ama öncelikle bunu bizim bilmemiz gerekiyor. Bizim için
din, dil, ırk hiç önemli değil. Hepimiz aynı yere, başka yollardan gidiyoruz. Önemli olan bunu ve var oluş nedenimizi anlayabilmektir."
'ÜLKEMİZDE İNSANLIĞA BORÇLU BİR TARİH VAR'
"Partimizin içinde çok farklı kültürler, gruplar var. Hepsi de kendini ifade etme olanağı buluyor" diyen Yiğittekin, "Biz bu şekilde yoldaşlık kavramını geliştirmiş durumdayız. Şu durumda mevcut sisteme karşı bir kırılma noktası yaşatacağız. Bizim bir özre bir avuntuya ihtiyacımız yok. Bize borçlu olunan bir tarih var. Ülkemizde insanlığa borçlu olan bir tarih var. İnsanlığa borçlu olunan bir tarih var. Açıkçası egemen sistem bu
borcu ödemeye niyetli değil. Ancak bunu biz alabiliriz. Bu bağlamda inanıyoruz ki, 40 yıldır vermiş olduğumuz bu mücadelede, çıkmış olduğumuz bu yolda, zafere ve insanlığın özgürlüğüne ulaşacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.
'AKP, KIYIMLARIN SON 15 YILINDAN SORUMLUDUR'
AKP'yi eleştiren Yiğittekin, "Bugün iktidarın dayatmış olduğu bir İslam baskısı yaşıyoruz. Son 15 yıldır yaşanan kıyımları, AKP iktidarına yükleyebiliriz ama tek suçlu AKP iktidarı değildir. 90 yıllık sisteme baktığımızda kim sistemin ortağı olmuşsa, kim iktidara gelmişse veya iktidara gelmeyip sadece bir kenarda sessiz kalmışsa, hepsi suçludur. İşte biz bu sistemin ortağı olmadık, bir kenarda durup sessiz de kalmadık. Ben kendi
adıma Barış ve Demokrasi Partisi’nde bulunmaktan gurur duyuyorum" dedi.
'BEN KÜRT DEĞİLİM'
BDP'de sadece Kürtlerin siyaset yapmadığını ifade eden Yiğittekin, "Ben bir Kürt değilim; çok kimlikli bir insanım. Benim annemin bir tarafı Arap, bir tarafı Rum'dur. Babam da Gürcüdür aslen. Fakat geriye kalan bir tek şey var o da insan. Hepimiz bu çerçevede bakıyoruz. Bir arada olduğumuz zaman birbirimize güç vereceğimize inanıyoruz. Bugün burada sizlerle beraber olmak bizim için çok güzel" dedi.
Görüşmenin sonucunda düşüncelerini ifade eden ve Yiğittekin'den övgü ile bahseden Latin Katolik Kilisesi cemaatinden Lina Nasif de, BDP'yi eşbaşkanlık sistemini getirmesinden dolayı tebrik etti. Nasif, "Güzelliği ile büyülediği kadar entellektüel ve kültürlü oluşuylada samimi ve böyle birikimli bir aday gösterdiği için BDP'yi tebrik ediyorum. Doğrusu etkilendim sizden. çalışmalarınızda gerçekten de başarılar dilerim" şeklinde konuştu.
0 yorum:
Yorum Gönder