Yermuk’ta yaşanan insanlık dramı tüm dünyanın utancıdır
Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyinde bulunan ve ölüm kampı olarak adlandırılan Yermuk mülteci kampından kaçmayı başaran 40 yaşındaki Adnan el Hasan, Esad rejiminin ambargosu yüzünden 58 insanın açlıktan öldüğü kampta büyük bir dram yaşandığını belirtti.
El Hasan ANF’ye , “Ölmek ya da kaçmaktan başka seçenek yok” diyerek kamptaki durumu özetlerken, Filistin Dayanışma Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Mşeniş ise kampta El Kaide’ye bağlı çetelerin bulunmadığını vurgulayarak “Eğer öyle olsaydı kampta herkes katledilmişti” dedi.
Kampa esas baskının Esad rejimi ve Ahmet Cibril grubu tarafından yapıldığına dikkat çeken Mşeniş, bu baskının 58 insanın açlıktan ölmesine yol açtığını, ama Birleşmiş Milletler’in hala bir müdahalede bulunmadığını aktardı. Son aldıkları duyuma göre, sivil toplum kuruluşlarının Esad güçleri ve Ahmet Cibril grubuyla yaptıkları pazarlık sonucu 30 bin mültecinin yaşadığı ölüm kampına sadece 100 aileye yetecek gıda yardımı verme konusunda anlaştıklarını ve bugün muhtemelen o yardımların verileceğini açıkladı.
Filistin Dayanışma Derneği’nin Yermuk ölüm kampında yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek için Galatasaray Meydanında sessiz eylem yapan üyeleri içerisinde bizzat Yermuk kampını yaşamış Suriye Türkmenlerinden Adnan el Hasan da vardı. Yermuk kampında doğup büyüyen ve 7 ay önce oradan kaçan 40 yaşındaki El Hasan oradaki dramı ANF’ye anlattı.
ÖLÜM KUSAN UÇAKLARIN VE SNİPER’LARIN GÖLGESİNDE
Suriye savaşının patlak vermesiyle kabusun başladığını belirten El Hasan, kampın Esad rejiminin hedefi olduğunu aktardı. El Hasan yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Hiçbir yardım gelmez oldu. Elektrik ve sular kesildi; zaten iyi olmayan durumumuz tam bir sefalete dönüştü. Tepemizde ölüm kusan savaş uçakları ve ensemizde keskin nişancıların gölgesinde yaşamaya başladık. Eğer buna yaşamak denirse. Halep’te ateşlenen her bombayla eş zamanlı bizim kaldığımız kamp da bombalandı. En çok da çocuklar hedef oldu. Gelen gıda yardımları kesildi ve büyük bir açlık başladı. Bu öyle bir açlıktı ki köpek ve kedi eti yiyebileceğimiz yönünde fetvalar dahi çıktı. Açlıktan suya elimizde kalan baharatları koyarak içiyorduk. 58 kişi açlıktan yaşamını yitirdi. Bu ambargodan en çok çocuklar ve yaşlılar etkileniyor. Anne babalar çocuklarını bitkilerle besliyor.
ÖLMEK VE KAÇMAK ARASINDA SEÇENEK YOK!
Ölmek veya kaçmaktan başka bir seçeneğimiz yoktu. Aileme benimle kaçmayı teklif etsem de onlar kaderlerine razı olup orada kalmaya karar verdiler. Ailelerden oluşan bir grup ile birlikte gecenin bir yarısı şansımızı denedik ve kampın girişinde bulunan Özgür Suriye Ordusunun kontrol noktasından kaçmayı başardık. Çok zordu, çünkü rejim yanlısı olan ve yakaladıklarını kesen milislere yakalanmamak için çok zorlandık, yine de aramızdan iki kişiyi öldürdüler. Sonra şehir şehir gezdik ve Antakya sınırından Türkiye’ye girdik. Oradan Osmaniye’ye geçip tanıdıklarımın yanında bir hafta kaldıktan sonra İstanbul’a geldim.”
Badana ustası olduğunu belirten El Hasan, iş buldukça çalışabildiği İstanbul’da birkaç zaman otellerde kaldığını, ancak burada yaşadığı sefaletin kampı aratmadığına dikkat çekti. Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamayan El Hasan, tek umudunun kampta kalan kız kardeşi Samira, eşi ve dört çocuğunun yanı sıra, erkek kardeşi Halil’in ölüm kampından kurtulması olduğunu ifade etti. Kamptaki durumun çok kötü olduğunu, keskin nişancılardan dolayı zaten hiçbir yardım getirilemediğini aktaran El Hasan, dünyanın bu drama sessiz kalmamasını istedi.
BM MÜDAHALE ETMEK İÇİN NE BEKLİYOR?
Filistin Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Mşeniş ise ANF’ye yaptığı açıklamada, bazı gazetelerde çıkan haberlerin aksine Esad rejimi güçlerinin ve rejime yakın olan Ahmed Cibril FHKC-GK grubunun Yermuk kampını baskı altında tuttuğuna dikkat çekti. El Kaide ‘ye bağlı herhangi bir İslami grubun kampta bulunmadığını aktaran Mşeniş, “Öyle olsaydı bugün orada tek kişi canlı kalmazdı, hepsi katledilmiş olurdu” dedi. Şu anda Yermuk kampında mülteci sayısının 30 bin olduğunu aktaran Mşeniş, insanların sefalet içinde kıvrandığını vurguladı. Filistin Dayanışma Derneği olarak 6 aydır Yermuk kampında yaşanan insanlık dramına dikkat çekmeye çalıştıklarını belirten Mşeniş, “Yermuk kampına 6 aydır ne gıda gidiyor, ne elektrik ne de su var. Bu abluka şartları nedeniyle bugüne kadar 58 insan şehit düşmüştür” diye konuştu. Tüm dünyanın bu insanlık suçuna, bu katliama sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizen Mşeniş, dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşlarını bu ambargoyu kırmaya çağırdı. Dünya ülkelerine yardım götürmekle övünen Birleşmiş Milletler’in ( BM) Yermuk kampı konusunda hiçbir girişimde bulunmadığına dikkat çeken Mşeniş, sözlerine şöyle devam etti: “Yasal olarak ve uluslararası anlaşmalar gereği mültecileri asıl BM’in koruması gerekirken, BM bugüne kadar Yermuk’taki insani drama ilişkin hiçbir yardımda bulunmadı. Sadece Yermuk kampında değil, tüm Suriye’de bir trajedi yaşanıyor ve bütün bu olup bitenler tüm insanlık için utanç vericidir. Şu anda aldığımız duyumlara göre, sivil toplum kuruluşlarıyla Esad güçleri ve Cibril grubu arasında, 30 bin mültecinin yaşadığı kampa sadece 100 aileye yetecek kadar gıda yardımı yapılması için anlaşmaya varılmış, ama bu çok yetersiz. Biz buradan BM’ye tekrar vakit kaybetmeden Yermuk kampında yaşanan insanlık dramına el atması çağrısında bulunuyoruz”.
0 yorum:
Yorum Gönder