Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken çekmek amacıyla TUYAD-DER bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan TUYAD-DER Başkanı Ahmet Aygün, yaşananların Van ile sınırlı olmadığını, Kürdistan’daki tüm Cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri yaşandığını söyledi.
Van TUYAD-DER, Kürdistan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kötü muamele ve baskıya ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya dernek yöneticileri ve Van TUYAD-DER Başkanı Ahmet Aygün katıldı. Cezaevinde kalan siyasi tutsakların fotoğraflarının yer aldığı panonun önünde yapılan açıklamada konuşan Aygün, açlık grevleri ardından cezaevlerinde bir rahatlama beklendiğini, ancak bunun tam tersine tutsaklardan intikam alırcasına ciddi hak ihlallerinin devreye sokulduğunu dile getirdi.
Cezaevlerinde yaşanan durumun tutsak ailelerinde ciddi anlamda kaygılanmalara yol açtığını kaydeden Aygün, bölgedeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin en somut örneğinin Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşandığını dile getirdi.
Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerinden ötürü tutsakların 20'şer günlük süresiz-dönüşümsüz açlık grevine girdiklerini hatırlatan Aygün, hak ihlallerinin bir daha yaşanmayacağına dair Cumhuriyet Başsavcısı ve cezaevi idaresi tarafında teminatlar alınarak grevin sonlandırıldığını anımsattı.
Ancak gelinen noktada değişen hiçbir şeyin olmadığının altını çizen Aygün, yaşanan sorunların sadece Van F Tipi Kapalı Cezaevi'yle sınırlı olmadığını, aynı sorunların Kürdistan’daki ve Karadeniz Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde de yaşandığını dile getirdi.
Cezaevlerinde yaşanan sorunları tek tek aktaran Aygün, şunları belirtti: "Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde havalandırmada kurulan kameralar her açıyı görebilmektedir. Bu kameralar odaların içini de görüyor. Tutsaklar yönetime bu konudaki tepkilerini idareye ilettiklerinde, idare onları disiplin cezasıyla tehdit ediyor.
Başta Cezaevi Müdürü Mustafa Arlı olmak üzere, gardiyanların tutsaklara karşı tehditvari ve provokatif yaklaşımları halen devam ediyor. 21 yaş altında olan genç tutsakların, diğer tutsaklarla aynı anda ortak alana çıkmalarına izin verilmiyor. Tutsakların her taleplerinde disiplin soruşturması başlatılıyor.
Bunun en somut örneği son 8 ay içinde 200'e yakın tutsağa soruşturma açılmış ve bunlardan 10 kişiye hücre cezası, 66 sürgün, 43 tutsağa da çeşitli iletişim ve sosyal aktivite cezaları verilmiştir. Muş'tan Van'a sürgün edilen 26 tutsaktan 16'ı halen tecrittedirler. Ayrıca hasta tutsakların tedavileri düzenli bir şekilde yapılmıyor.
Erzurum Oltu Kapalı Cezaevi'nde kalan kadın tutsaklar üzerinde de aynı zulüm politikası yaşatılmaktadır. Bunlardan kelepçeli muayene dayatması, ayakta sayım aldırma, haftada 2 gün toplamda 3 saat sıcak su verilmesi ve spor için adli erkek havalandırmasına çıkarılmak isteniliyor. Gardiyan ve müdürün provokatif yaklaşımları mevcut olup ayrıca bu cezaevinde revir bulunmamaktadır. Aynı ihlaller Trabzon, Giresun, Kalkandere, Zile ve Vezirköprü cezaevlerinde de yaşanmaktadır.
Yaşanan bu olayların temelinde bugün açığa çıkmıştır ki paralel yargının ya da devletin ırkçı, Kemalist, derin yapılanması bugün bu kirli mirası Türkiye ve Kürdistan zindanlarında derin bir cemaat yapılanmasına bıraktığını düşünüyoruz."
Aygün, AKP'nin sorunlara karşı biran evvel cezaevlerinde örgütlenen "derin cemaat" yapılanmasını gözden geçirmesini beklediklerini dile getirdi. Aygün, cezaevlerinde istenmeyen olayların yaşanmasından da Adalet Bakanlığı'nın sorumlu tutulacağını sözlerine ekledi.
Van TUYAD-DER, Kürdistan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kötü muamele ve baskıya ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya dernek yöneticileri ve Van TUYAD-DER Başkanı Ahmet Aygün katıldı. Cezaevinde kalan siyasi tutsakların fotoğraflarının yer aldığı panonun önünde yapılan açıklamada konuşan Aygün, açlık grevleri ardından cezaevlerinde bir rahatlama beklendiğini, ancak bunun tam tersine tutsaklardan intikam alırcasına ciddi hak ihlallerinin devreye sokulduğunu dile getirdi.
Cezaevlerinde yaşanan durumun tutsak ailelerinde ciddi anlamda kaygılanmalara yol açtığını kaydeden Aygün, bölgedeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin en somut örneğinin Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşandığını dile getirdi.
Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerinden ötürü tutsakların 20'şer günlük süresiz-dönüşümsüz açlık grevine girdiklerini hatırlatan Aygün, hak ihlallerinin bir daha yaşanmayacağına dair Cumhuriyet Başsavcısı ve cezaevi idaresi tarafında teminatlar alınarak grevin sonlandırıldığını anımsattı.
Ancak gelinen noktada değişen hiçbir şeyin olmadığının altını çizen Aygün, yaşanan sorunların sadece Van F Tipi Kapalı Cezaevi'yle sınırlı olmadığını, aynı sorunların Kürdistan’daki ve Karadeniz Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde de yaşandığını dile getirdi.
Cezaevlerinde yaşanan sorunları tek tek aktaran Aygün, şunları belirtti: "Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde havalandırmada kurulan kameralar her açıyı görebilmektedir. Bu kameralar odaların içini de görüyor. Tutsaklar yönetime bu konudaki tepkilerini idareye ilettiklerinde, idare onları disiplin cezasıyla tehdit ediyor.
Başta Cezaevi Müdürü Mustafa Arlı olmak üzere, gardiyanların tutsaklara karşı tehditvari ve provokatif yaklaşımları halen devam ediyor. 21 yaş altında olan genç tutsakların, diğer tutsaklarla aynı anda ortak alana çıkmalarına izin verilmiyor. Tutsakların her taleplerinde disiplin soruşturması başlatılıyor.
Bunun en somut örneği son 8 ay içinde 200'e yakın tutsağa soruşturma açılmış ve bunlardan 10 kişiye hücre cezası, 66 sürgün, 43 tutsağa da çeşitli iletişim ve sosyal aktivite cezaları verilmiştir. Muş'tan Van'a sürgün edilen 26 tutsaktan 16'ı halen tecrittedirler. Ayrıca hasta tutsakların tedavileri düzenli bir şekilde yapılmıyor.
Erzurum Oltu Kapalı Cezaevi'nde kalan kadın tutsaklar üzerinde de aynı zulüm politikası yaşatılmaktadır. Bunlardan kelepçeli muayene dayatması, ayakta sayım aldırma, haftada 2 gün toplamda 3 saat sıcak su verilmesi ve spor için adli erkek havalandırmasına çıkarılmak isteniliyor. Gardiyan ve müdürün provokatif yaklaşımları mevcut olup ayrıca bu cezaevinde revir bulunmamaktadır. Aynı ihlaller Trabzon, Giresun, Kalkandere, Zile ve Vezirköprü cezaevlerinde de yaşanmaktadır.
Yaşanan bu olayların temelinde bugün açığa çıkmıştır ki paralel yargının ya da devletin ırkçı, Kemalist, derin yapılanması bugün bu kirli mirası Türkiye ve Kürdistan zindanlarında derin bir cemaat yapılanmasına bıraktığını düşünüyoruz."
Aygün, AKP'nin sorunlara karşı biran evvel cezaevlerinde örgütlenen "derin cemaat" yapılanmasını gözden geçirmesini beklediklerini dile getirdi. Aygün, cezaevlerinde istenmeyen olayların yaşanmasından da Adalet Bakanlığı'nın sorumlu tutulacağını sözlerine ekledi.
0 yorum:
Yorum Gönder