Son 3 yıldır siyasi istikrara hasret kalan Mısır her geçen gün daha fazla Rusya ile yakınlaşıyor. Ordusunu Rus teknolojisi ile güçlendirmeye karar veren Mısır, son 35 yıldaki müttefiki ABD yerine Rusya ile ittifaka yöneliyor.
Rusya-Mısır yakınlaşması, Arap Baharı sonrası altüst olan güç dengeleri dikkate alındığında, ABD’nin bir cephede daha liderliği Rusya’ya bırakması anlamına geliyor. Mısır ile Rusya arasındaki ticaret potansiyelinin artışı, bu ülke ile ekonomik ilişkileri giderek gerileyen ABD’yi mali bakımdan da zorlayacak.
Rusya basınında yer alan bilgilere göre, son aylarda giderek hızlanan Mısır-Rusya diplomasisi artık somut işbirliğine doğru yol alıyor. Buna göre, Mısır Rusya’dan savaş uçakları, hava savunma sistemleri ve daha birçok askeri malzemenin olduğu 3 milyar dolarlık bir silah satışı konusunda uzlaştı. Rus ekonomi gazetelerinden Wedemosti, Rus hükümet yetkililerine ve silah sanayisindeki ilişkilerine dayandırdığı haberinde, iki ülke arasında Mısır ordusunun silahlanmasına ilişkin bir anlaşmanın imzalanmış olabileceğini iddia etti.
Gazete, anlaşmaların ‘paraflanmış’ ya da ‘imzalanmış’ olduğunu savunurken, konu ile ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, gazete haberinden bir gün önce Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Mısır Genelkurmay Başkanı arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin hızlandırılacağı’ duyurulmuştu.
SUUDİLER VE BAE’NİN MALİ DESTEĞİYLE ALINACAK
Wedemosti gazetesi iki ülke arasındaki silah anlaşmalarına ilişkin detaylara da yer verdi. Gazeteye göre Mısır, Mig-29 tipi savaş uçağı, Mi-35 tipi savaş helikopterleri, hava savunma sistemleri ve daha birçok askeri malzemeden almak istiyor. İddialara göre, son yıllardaki siyasi krizler nedeniyle ekonomik olarak gerileyen Mısır, silah anlaşmaları için Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından mali olarak desteklenecek.
ABD’Yİ KIZDIRAN YAKINLAŞMA
Rusya ile Mısır arasındaki askeri işbirliğinin geliştirilmesi, en çokta Amerika Birleşik Devletleri için ‘endişe verici’ olarak görülüyor. Zira, ABD son 30-40 yılda Mısır’ın en önemli silah tedarikçisi konumunda idi ve Mısır ABD’nin Arap dünyası içindeki en önemli müttefiki olarak dikkat çekiyordu.
Rusya ise son 3 yılda bir türlü siyasi istikrarı yakalayamayan Mısır ile ilişkilerde daha atik davrandı. Devlet Başkanı Putin, geçtiğimiz günlerde hem savunma bakanı hem de başbakan yardımcısı olarak gören yapan Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El-Sisi’yi bizzat ağırladı. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi geçtiğimiz Temmuz ayında deviren ve ordu içindeki gücü bilinen Sisi, yakında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de ‘favorisi’ olarak görülüyor.
Putin, Sisi ile görüşmesinde, adaylığını ilan etmemiş olsa da Mısırlı generalin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma kararından bahsetmiş ve “Mısır halkının kaderinin sorumluluğunu almak anlamlı bir görevdir” demişti. Putin’in bu sözleri ABD’nin tepkisini çekmişti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf, “Mısır’ın kimi yöneteceği ABD’nin ve ya Putin’in karar vereceği bir konu değildir. Buna Mısır halkı karar verir” diyerek, ABD’nin Rusya ile Mısır arasındaki yeniden yakınlaşmaya olan tepkisini dile getirmişti.
ESKİ BİR NUMARALI MÜTTEFİK, YENİ BİR NUMARA OLUYOR
Rusya ile Mısır arasındaki askeri işbirliği aslında tarihsel boyutuyla da ele alındığında oldukça önemli ve Mısır’ın bundan sonraki dönemdeki dış politikasını etkileyebilecek düzeyde. 1970’lı yıllara kadar Sovyetler Birliği (SSCB), Mısır’ın en önemli askeri müttefiklerinden ve silah tedarikçisi idi.
1973 Arap-İsrail Savaşı’nda Mısır ve Suriye ordularının batı tekniğiyle donatılmış İsrail ordusuna yenik düşmeleri, Mısır ile SSCB arasındaki hem siyasi hem de askeri ilişkiler açısından bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu savaştan sonra Enver Sedat yönetimindeki Mısır’da Sovyet etkisi ABD lehine azalmaya başladı.
ABD’de yürütülen Camp David görüşmeleri sonrası 1979 İsrail-Mısır Barış Antlaşması ile Mısır giderek daha fazla batıya yakınlaşmış ve ABD o tarihten itibaren ülkenin en önemli müttefiki haline gelmişti. ABD’nin her yıl ortalama 1,5 milyar dolarlık mali yardım yaptığı Mısır’la ilişkileri 1981’den 2011’e kadar iktidarda olan Hüsnü Mübarek döneminde doruk noktasına ulaşmıştı.
ABD İLE TİCARET AZALIYOR, RUSYA DAHA KARLI
Mısır-Rusya yakınlaşması, son yıllarda ekonomik krizin etkilerini atamayan ve kamu borçları 17 trilyon doları aşan ABD için ekonomik anlamda da büyük bir kayıp olarak görülüyor. ABD’deki kriz nedeniyle silah sanayisinin geleceği de özellikle gelişmekte ve yükselmekte olan ülkelerden gelecek silah siparişlerine bağlı.
Genel ekonomik ilişkilere ait verilere bakıldığında da, 2000’li yılların ortalarında Mısır’ın ithal ürünlerinin yüzde 25’i kadarı ABD’den gelirken, bu oran 2012-2013 döneminde yüzde 7’ye kadar geriledi. Her ne kadar Avrupa Birliği yüzde 31’lik bir payla 58 milyar dolarlık Mısır pazarındaki en önemli aktör olsa da, Çin ülkeler bazında yüzde 8 ile birinci sırada. Rusya ile 2009’da 2 milyar doları bulan ticaret ilişkisi ise son yıllarda giderek gerilemişti.
Rusya’nın yeniden Mısır’ın bir numaralı silah tedarikçisi olması durumunda, ABD silah sanayi de ciddi darbe alacak. Abdülfettah El-Sisi’nin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de, Rusya’nın uzun yıllar boyunca Mısır’a silah satması da kesinleşecek gibi görünüyor.
Ayrıca, son yıllardaki düşüşe rağmen 2009 yılında Rus turistler 2 milyon ile 13 milyona yakın turist çeken Mısır’ın en önemli müşterileri arasında idi. Ülkedeki siyasi krizin sona ermesi durumunda 2020’de 30 milyon hedef koyan Mısır’ın en önemli müşterileri yine Ruslar olacak.
ABD MISIR’IN ‘HER DEDİĞİNİ YAPACAĞINI’ SANDI
Mübarek’in 2011 yılı başındaki halk devrimi ile devrilmesinden sonra devam eden ilişkiler, Müslüman Kardeşler üyesi cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Sisi liderliğindeki ordu tarafından geçtiğimiz Temmuz ayında devrilmesine kadar sürdü. Ordunun yönetime el koymasına ‘darbe’ demeyi tercih etmeyen ABD, Ekim ayında ‘kamuoyundaki baskıyı’ gerekçe göstererek, ülkeye yapılan mali yardımların yeniden ele alınacağını duyurmuştu.
Darbeden sonra kurulan yeni Mısır hükümeti ise ABD’nin bu tavrına karşılık vermişti. Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, ABD - Mısır ilişkilerinin gerildiğini belirterek, "ABD Kahire'nin her zaman ABD politikaları ve hedeflerini takip edeceğini sanarak yanıldı" şeklinde bir açıklama yapmıştı. BU açıklama, Mısır ile Rusya heyetleri arasındaki işbirliği görüşmelerinin başladığı döneme de denk geliyordu.
ORTADOĞU’DA DEĞİŞEN DENGELER Mİ MISIR’I RUSYA’YA YÖNLENDİRDİ?
Mısır-Rusya ilişkilerindeki gözle görülür yükseliş, ABD’nin ekonomik ve siyasi olarak hem içerde hem Ortadoğu’da zayıfladığı bir döneme de denk geliyor. Suriye krizinde Türkiye üzerinden başarısız kalan ABD, son olarak Mısır’daki darbe sonrasında Suudi Arabistan ve BAE ile de ayrışmalar yaşadığını göstermişti.
Rusya açısından bakıldığında ise, Mısır ile ittifak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki etkinliğini daha da güçlendireceğini gösteriyor. Suriye krizindeki etkin rolü ve başta Türkiye olmak üzere ABD müttefiki ülkelerin giderek zayıflaması, Rusya’nın önemini daha da arttırıyor.
Tüm bunlara ek olarak, Mısır ile Türkiye arasında Mursi’nin devrilmesi sonrası yaşanan siyasi gerilimi de dikkate almak gerekiyor. 84 milyon nüfusu ile bölgenin en büyük ülkesi olan Mısır’ın Ortadoğu’da Türkiye ile Arap dünyasına öncülük etme konusundaki rekabeti her zaman var oldu. Ayrıca, Türkiye’de AKP Hükümeti’nin Müslüman Kardeşler üzerinden Mısır’ı etki alanına alma çabası, Sisi’nin yaptığı darbe ile suya düşmüştü. Ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler kopmuş durumda.
Mısır’ın ABD’nin 2008 ekonomik krizinden bu yana dünya genelinde zayıflayan rolü, müttefiki Türkiye’de AKP hükümetinin giderek yıpranması vs gibi gerçekleri göze alarak, ekonomisi yıpranmayan ve enerji bakımından güçlü Rusya’ya yakınlaşmayı tercih etmiş olması daha olası bir durum.
0 yorum:
Yorum Gönder